E Harfi ile başlayan atasözleri deyimler ve açıklamaları
Ecel
gelmiş cihane baş ağrısı bahane. Ecel
geldikten sonra paha ne çoktur. Ama hiç biride ölüme çare
değildir. Bir iş olacaksa onu ortaya çıkmasına sebep olan
olaylar sadece birer bahanedir. Her şey olacağına varır.
Ecel
teri dökmek: Tehlikeli bir
durum karşısında zor anlar yaşamak.
Eceli
gelmiş köpek cami duvarına işer. İnsanların
kutsal saydığı şeylere hakaret eden onları aşağılayan artık
her türlü cezayı hak etmiş demektir.
Edebi
edepsizden öğren. Ahlaksız
insanların yaptıklarını ve bu yaptıkları karşısında
düştükleri durumları düşünerek hareketlerini davranışlarını
düzenle.
Eden
bulur, bulan almaz, kısas kıyamete kalmaz. Başkasına
kötülük yapan mutlaka karşılığını görür, cezasını bulur.
Kimsenin ahı yerde kalmaz. Kıyamete kadar kalmaz.
Eden
bulur, sanma kalır, bir gün olur vahtı gelir. Kimsenin
yaptığı yanına kar kalmaz, bir gün gelir yaptığının hesabını
sorulur.
Eden
bulur. Kişi başkalarına ne
yaparsa karşılığını bulur. İyilik yaparsa oda iyilik görür
kötülük yaparsa bir gün oda kötülük görür.
Eden
kurtulmuş, diyen kurtulmamış. Bir
suçu işleyen kişi ne yapar ne eder kurtulur da bunu görüp
tanıklık eden başkalarına anlatan kolay kolay kurtulamaz. Başı
derde girer.
Edirne'de
ırmak akar, Bursa'nın dağı amber kokar, İstanbul'dan irfan
çıkar. Her
yerin özellikleri kendine göre Edirne suyu bol ırmakları bol
akar, Bursa’nın dağları çiçekleri amber kokusu yayar,
İstanbul’dan ise eğitim imkânları okulları kültürü ile ilim
irfan sahibi kişiler çıkar.
Efkâr
dağıtmak:
Sıkıntıdan darlıktan
uzaklaşmak için eylemde bulunmak
Eğilen
baş kesilmez. Hatasını
anlayıp özür dilemesini bileni affetmek gerekir.
Eğri
cetvelden doğru çizgi çıkmaz. Yaptığı
işlere hile karıştırmayı alışkanlık haline getirenden doğru
dürüst iş yapması beklenemez.
Eğri
kapının eğrisi mahallenin doğrusu. Şu
dünyanın hali evinde en üçkâğıtçı hilekâr yalancı kişi
dışarıya kendini en doğru kişi olarak gösterir.
Ek
tohumun hasını çekme yiyecek yasını. Eğer
bahçenden iyi ürün almak istiyorsa tarlana kaliteli tohum
ekmelisin. Kaliteli tohum ekmeli ki tarlandan bol ve kaliteli mahsul
alasın başın dertsiz olsun.
Eken
biçer konan geçer. Her şey
hareket halindedir hiçbir şey yerinde sabit durmaz. Ekin eken sezon
sonu mahsulünü alır. Yolcu vakti gelince yoluna gider. İnsan ömrü
dolunca vefat eder.
Ekenek
olmayınca dikenek olmaz. Nasıl
ki toprağa tohum ekmezsek ürün olmazsa aynı şekilde İnsan yan
gelip yatar bir iş yapmayınca çalışmayınca karşılığında da
bir şey elde edemez. Bir şey kazanmak istiyorsak çalışmalı
gayret etmeliyiz. Tembel tembel beklemeliyiz.
Ekmek
kapısı: Geçimini sağladığı
yer
Ekmek
teknesi: Geçim için
çalıştığı yeri. Geçimini sağladığı işyeri işi.
Ekmeği
ekmekçiye ver, bir ekmekte üste ver. İşi
ustasına ver pahalı olursa olsun gerektiğinde fazlada öde ki
yapılan işten memnun kalasın.
Ekmeğin
büyüğü hamurun çoğundan olur. İnsan
bir şeyin en iyisine sahip olmak istiyorsa ona göre malzeme bulmayı
harcama yapmayı da göze almalıdır.
Ekmeğine
yağ sürmek: Farkına varmadan
birinin işine gelecek şekilde konuşmak
Ekmek
çiğnemeyince yutulmaz. Emek
vermeden hiçbir şey olmaz en basit iş ekmek bile ağızda
çiğnenmedikçe yutulmaz.
Ekmek
elden su gölden: Hiç masraf
etmeden yaşamak, Başkalarının sırtından geçinmek.
Ekmek
mayadan, kız anadan olur. Nasıl
ki iyi ekmek olabilmesi için hamurun iyi mayalanması gerekirse
kızın iyi bir şekilde yetişmesi için de anasının iyi huylu
olması ve kızını iyi yetiştirmesi gerekir.
El
bağlamak: Saygılı olmak,
saygı göstermek
El
adamı cömert der maldan eder, yiğit der candan eder. İnsan
başkalarının ağzına bakıp dolduruşa gelmemelidir. Başkaları
cömert der elindeki malını harcatır, işine gelir, ne yiğit adam
der düşman üzerine salar, kavgaya salar canından eder.
El
adamın öğüdünü verir, ekmeğini vermez. Başkaları
insana ancak nasihat eder, akıl verir ama hiçbir zaman ekmek
vermez. Karnını doyurmaz.
El
atına binen köy ortasında kalır. İnsan
başkasına güvenerek bir iş yapmaya kalkarsa iş yarı yolda
kalır. Bitirilemez.
Kur’an
a El basmak: Kur’an üzerine
yemin etmek
El
birliği: Bir işin
yapılması için birkaç kişinin bir araya gelmesi
El
çekmek: Vaz geçmek
El
ağzıyla kuş tutma. Başkasının
lafına bakarak bir işe kalkışma sonra pişman olursun.
El
değmemek: Hiç kullanılmamış
çok taze. İlk günkü gibi
El
elden üstündür. İnsan ne
kadar maharetli ne kadar becerikli olursa olsun mutlaka kendinden
daha becerikli insanlar da vardır.
El
eli yıkar el de yüzü yıkar. İnsanlar
birbirleri ile dayanışma ve yardımlaşma içinde olurlarsa zamanla
başkaları da onları örnek alıp aynı güzel adetleri devam
ettirirler.
El
elin eşeğini türkü çağıra çağıra arar. Başkaları
senin işini ancak kendi keyfine göre yapar. Kimseye güvenip işini
havale etme.
El
elin nesine gülerek gider yasına. Kişi
yaşayışı ve huzur için geçimi için kimseye ümit etmemeli her
şeyden önce kendine güvenmeli.
El
eliyle yılan tut, onu da yalan tut. Kişi
kendisi için önemli olan bir işi başkasının demesi ile değil
kendi isteğiyle yapmalıdır. Başkasının isteğiyle ancak yılan
tutulur onunda aslı astarı yoktur sadece bir espridir.
El
etek öpmekle, dudak aşınmaz. İnsan
büyüğüne saygı göstermekle bir zarar görmez.
El
için ağlayan gözden, yar için ağlayan dizden olur. İnsan
eşi dostu başkaları için çok üzülüp aşırı ağlarsa gözünde
olur. Sevdiği için ağlayan ise dizini dövmekten harap eder.
El
için eşeğinin kuyruğunu kesme, kimi uzun der kimi kısa. Başkaları
istedi diye kedi işini düzenlemeye kalkma her kafadan ayrı bir ses
ayrı bir yorum çıkar. Sen kendi işini kendine göre yap.
El
için kuyu kazan evvela kendi düşer. Başkalarına
kötülük için hile yapanlar tuzak kuranlar kuyu kazanlar gün olur
kazdıkları kuyuya kendileri düşerler.
El
kapısı demirden leblebi, yiyebilene aşk olsun. Başkasının
işinde çalışmak başkasına hizmet edip para kazanmak zor iştir.
Bunu başarabilen büyük insandır. Bu herkesin yapabileceği iş
değildir.
El
üstünde gömlek eskimez. Emanet
olarak şey dikkatle korunur daha sonra da geri verilir. Ona bir şey
olmaz. Borç para da böyledir.
El
vergisi, gönül sevgisi. Birisi
bize bir şey hediye verirse bizimde ona karşı gönlümüzde bir
sevgi oluşur.
El
yarası unutulur dil yarası unutulmaz.
İnsana fiziki olarak verilen zarar veya insana bir aletle verile
yapılan saldırıyla oluşan yara iyileşir ama söylenen ağır söz
kolay kolay unutulmaz.
Eli
ağzına yetmemek. Kendine yeterli
olamamak. Kendi ihtiyacını karşılayamayacak durumda olmak.
Eli
açık: Cömert, Cimri olmayan
Eli
çabuk: Bir işi yaparken hızla
hareket eden. Hızlı çalışan
Eli
ekmek tutmak: İş sahibi
olmak, kendini idare edecek bir işe sahip olmak. İş yapabilecek
konuma gelmek.
Eli
hafif: Diş hekimi veya hemşire
gibi yaptığı işte karşısındakine acı eziyet vermeyen
Eli
sıkı: Harcama yaparken çok
harcama yapmayan cimri
Eli
uzun: Hırsız.
Eli
yatmamak: İşi bir türlü
becerememek
Eli
yatkın: Becerikli
Eli
yüzü düzgün: Güzel
yakışıklı
Elifi
görse mertek sanır: Hiç bir
şeyden anlamayan okuma yazma bilmeyen
Elçiye
zeval olmaz. Sadece kendisine
verilen görevi yerine getirmekle görevli olan kişiye söylediği
işimize gelmese bile kötü davranılmaz çünkü o sadece bir
elçidir. Kendisine verilen görevi yerine getiriyor.
Elde
bulunan beyde bulunmaz. Herkes
beyi veya varlıklı zengin olanları her şeyi bulunur hiçbir şeye
ihtiyacı yoktur zanneder. Hâlbuki öyle şeyler olur ki beyde
bulunmaz ama normal birçok insanda bulunur.
Ele
uyan eşini tez boşar. Başkasının
lafı ile iş yapanlar çok kısa zamanda yanılırlar. Yaptıkları
yanlışla da kendilerine zarar verirler.
Ele
verir talkını kendi yutar salkımı. Yenecek
şeyin çok küçük bir kısmını başkalarına verirken asıl
önemli bölümünü kendisi yer.
Elin
ağrısı ele seyran gelir. Kişinin
derdinin sıkıntısının büyüklüğü başkaları için hiçte
önemli olmayabilir.
Elin
ağzı torba değil ki büzesin. İnsanlar
işin doğruluğunu bilmeden dilediği gibi konuşur söyler neyi
niçin konuştuklarını bizim işimize gelsin gelmesin kontrol
edemeyiz ve ya niçin böyle söyledi diye söyleyenleri
susturamayız. Herkes dilediği gibi konuşur.
Elin
atına binen tez iner. Bir işte
başkalarının desteği ile yükselenler veya bir iş için
başkalarına güvenip başlayanlar çok kolay başarısız olup yarı
yolda kalırlar. Hatta hiç başarılı olamazlar. İnsan bir işi
yaparken önce kendine kendi gücüne kendi becerisine güvenmeli.
Elin
hamuru ile erkek işine karışılmaz. Kadın
kendi işini bilmeli ve kendi işini yapmalı, kendi işi dururken
erkeğin işine karışmamalı.
Elin
yumruğunu yemeyen kendi yumruğunu balyoz sanır. Başkasının
gücünü bilmeyen başkasından dayak yemeyen kendini çok güçlü
sanır.
Eline
geç ustadan ayağına çabuk dilenci yeğdir.
Bir işi zamanında bitiremeyen ustadan, işi onun kadar bilmese de
zamanında yetiştiren usta daha iyidir.
Elini
ne aç nede yum. İnsan
ne çok savurgan olmalı nede Cimri olmalı her ikisi de zararlı
olabilir.
Elma
ağaçtan uzak düşmez. İnsan
yaptıklarının sonucunu da mutlaka görür. İnsan yaptığının
sonucunu da eninde sonunda görür.
Elmanın
dibi göl, armudun dibi yol olmalı. Elma
ağacı çok ister armut ise susuz ve kurak yerde yetişir.
Elmayı
çayıra armudu bayıra. Elmayı
sulak yere armut ağacını ise susuz kurak yere dikmeli.
Elmayı
görmeden taş atma. Bir
işin nereye varacağını bilmeden sonucu hakkında konuşmaya
başlama.
Elti
eltiye eş olmaz, arpa unundan aş olmaz. Herkes
birbiriyle dost olabilirde eltiler birbirine dost olamazlar
anlaşamazlar. Aynı şekilde arpa unundan da aş olmaz. Olsa da
yenmez.
Emanet
eşeğin yuları gevşek olur. Bir
şeyi emanet almışsan ona çok dikkat et her an için başına bir
şeyler gelebilir.
Emanete
hıyanet olmaz. Sana bir şey
geçici olarak emanet olarak verilmişse ona çok dikkat etmeli ve
ona zarar vermemelisin. Emanete zarar verebilecek davranışlardan
uzak durmalı ve aldığın gibi teslim etmelisin.
Emek
olmasa yemek olmaz. İnsan
çalışmadan hiç bir şey kazanamaz. Kazanmak için çalışmak
gayret etmek gerek.
En
kolay iş yemek, çiğnemeden yutulmaz. Ne
kadar kolay olursa olsun mutlaka her işin bir zorluğu vardır.
Ense
yapmak: Yan gelip
yatmak, Keyfine bakmak
Ensesi
kalın: Zengin
Ensesine
binmek: Birini sıkıştırıp
istediğin yaptırmak.
Ergen
gözüyle kız, gece gözüyle bez alma. Gençsen
toysan henüz sağlıklı karar verecek konumda değilsen hayati
konularda kendin karar verme. Daima aklı başında tecrübeli görmüş
geçirmiş insanlara akıl tanış onların nasihatlerini dinle.
Sonra yanlış karar verebilirsin.
Ergene
karı boşamak kolaydır. Bir insanın
sorumlu olmadığı bir konuda istediği gibi konuşması ahkâm
kesmesi akıl vermesi kolaydır, âmâ bir de sen sorumlu insanlara
sor bakalım bir işin ne kadar zor yanları vardır.
Erik
dalına basma, her söze kulak asma. Nasıl
ki erik ağacının dalı zayıf olur basınca kolay kırılır
düşersek söylenen her söze de aynı şekilde güvenmemeliyiz.
Sonra bize zararı olabilir.
Erine
göre bağla başını tencerene göre kaynat aşını. Giyim
kuşamını aile şartlarına göre çevrene ailenin isteğine göre
ayarla. Aynı şekilde mutfak giderin ide gelirine göre ayarla ki
sonra yokluk ve sıkıntı çekmeyesin.
Erkek
aslan dişisinden kuvvet alır. İnsanı
becerikli iş bilen işinde başarılı yapan eşidir. Eşi ne kadar
maharetli olursa kocada oka dar başarılı olur.
Erkekliğin
onda dokuzu kaçmak onda biri hiç yakalanmamaktır. İnsan
dolduruşa gelip başkaları ile kavgaya girmemeli hele hele gücünün
yetmeyeceği bir durumla karşılaşınca en akıllı iş oradan
kaçmaktır. Hatta mümkünse hiç yakalanmamaktır.
Erken
evlenen döl, erken kalkan yol alır. İşine
erken başlayan emsallerine göre daha erken hedefe varır.
Erken
kalkan yol alır. Bir işin
yapılması için zamanında, erken vakit, gerektiği şekilde
hareket eden çok kolay hedefe varır.
Erken
öten horozun kafasını keserler. İnsan
bir konuda zamanından önce olup olmaz yere konuşursa mutlaka hata
eder bu hatanın cezasını da ona çektiriler.
Esirgenen
göze çöp batar. İnsan bir
şeye çok itina, çok titizlik gösterir ise mutlaka ona bir aksilik
bulaşır.
Esip
savurmak: Bağırıp çağırmak.
Eski
dost düşman olmaz. Her şeyin
yenisi makbuldür. Yeni daha fazla dayanır daha sağlam olur ama
dostun eskisi daha sağlam olur. O uzun tecrübelerden geçmiş
birçok şeyi yaşamış görmüştür. Dostluğu kolay kolay
unutulmaz.
Eski
hamam eski tas: Hiçbir şey
değişmemiş her şey aynı.
Eski
kafalı: Yeniliğe açık
olmayan, itiraz eden
Eskiye
rağbet olsa bitpazarına nur yağardı. Eskimiş
eşyanın kıymeti olsaydı eskici pazarları müşteriden girilmez
olurdu. Herkes eskici pazarına giderdi.
Eşeğe
altın semer vursalar eşek yine eşektir. İnsan
kıyafetinin değişmesiyle huyunu değiştirmez. Huyu neyse yine
odur.
Eşeğe
rakı içirmişler çulunu bahşiş vermiş.
Rakı içen kişi kabadayılığın yanında ahmaklığı ile de
kendini gösterir. Karşısındakine cömert görüneyim diye kalkıp
nesi var nesi yok başkalarına dağıtır.
Eşeğe
cilve yap demişler, çifte atmış. İnsanlar
arasında nasıl hareket edeceğini bilmeyen kişiye ne dersen de o
yine yaptığı hareketlerle karşısındakileri incitir.
Eşeğe
semeri yük değil. İnsan bir
iş yapacağı vakit işinde kullanacağı malzeme ona yük değildir,
çünkü geçimini onlar sayesinde kazanmaktadır.
Eşeği
dama çıkaran yine kendi indirir. Yaptığı
işi beceremeyip ağzına burnuna bulaştıran yine kendisi düzeltmek
zorundadır.
Eşeği
sahibinin dediği yere bağla da varsın kurt yesin. Senin
sorumluluğuna verilen bir işi işverenin dediği şekilde yap ta
bir uyuşmazlık olsa da sen sorumlu olmazsın sorumluluk onun olur.
Eşeğin
kuyruğunu kalabalıkta kesme kimi uzun der kimi kısa. İnsanların
içinde bir iş yapmaya kalkma her gören doğru veya yanlış
kendine göre bir akıl verir.
Eşeğine
bakmaz hasan dağına oduna gider.
Kendi imkânlarına gücüne kuvvetine bakmaz yapabileceğinin çok
üstünde işleri yapmaya kalkar.
Eşek
çamura batınca yol gösteren çok olur.
İnsan bir işi yanlış yapar hata eder ve zarara uğradıktan sonra
her gelen akıl verir. Hâlbuki insana hataya düşmeden yol
göstermek gerekir.
Eşek
hoşaftan ne anlar suyunu içer tanesini bırakır. Görgüsüz
kaba cahil kimse ince kibar nazik şeylerden anlamaz.
Eşek,
kulağı kesilmekle küheylan olmaz. İnsan
şekil veya kıyafet değişmekle bilgi ve becerisini değiştirmez.
Sadece kıyafeti değişmiş olur. Ama toplum nazarında ve gerçekte
de yine aynı bilgisiz ve cahil kişidir.
Eşek
kadar olmuş: Çok büyümüş,
Kocaman adam olmuş
Eşekler
anırınca bülbüller susarmış. Toplumda görgüsüz cahil
konuşmasını bilmeyen kendisine konuşma düşmeyen kişiler
konuşmaya başlayınca konuşması gerekenler sözü dinlenenler
konuşmaz olur.
Et
ile tırnak arasına girilmez. Çok
yakın akrabalar, aile bireyleri arasına girilmez. Onların arasında
sorunlar dargınlıklar olur ama zamanla onlar aralarında görüşür
barışırlar. Dışardan biri olarak onlara karışmak müdahale
etmek yakışıksız bir hareket olur.
Et
kafalı: Anlayışsız,
Düşüncesiz, düşünmeden konuşan
Etekleri
tutuşmak: Heyecanlanmak,
bir olay karşısında çok fazla telaşlanmak
Ev
açmak: Kendine ayrı
bir ev kurmak
Ev
alma komşu al. İnsanlar için
başını sokacağı yer çok önemlidir. Ama huzuru rahatı için
evine komşu olacaklar daha önemlidir. Eğer iyi bir komşusu yoksa
evinde de huzur bulmaz. Huzur istiyorsa evden önce evin komşularını
bakmalı ona göre ev almalı.
Ev
danası öküz olmaz. Herkes
kendi kapasitesine göre kimse olduğundan daha büyük olamaz.
Ev
sahibinin bir evi kiracının bin evi vardır. Ev
sahibi bir tek kendi evi vardır orada oturur. Ama kiracı için
böyle bir durum yoktur oturmak içi ev ev dolaşır biri olmazsa bir
başkası olur. Biri olmazsa diğer bir eve bakar.
Ev
yıkanın evi olmaz. Başkasına
zarar verenler başkasının huzurunu bozanlar bir gün kendileri de
aynı şeyleri yaşarlar. Kendilerine de zarar verenler huzurunu
bozanlar olur.
Evli
barklı: Evli çocuk
sahibi
Evden
bir ölü çıkacak demişler herkes hizmetçinin gözüne
bakmış. İnsanlar
tehlikeli bir durumla karşılaştıklarında ilk olarak orada
kimsesiz gariban diyebileceğimiz kişileri öne sürerler.
Eve helal olan camiye haramdır.
Bir şey bulunduğumuz yerde ihtiyaçsa başkalarını memnun etmek
için yada başkalarının gönlünü kazanmak için onu vermek
yanlıştır.
Eve
lazım olan çarşıya haramdır. Eve
lazım olan bir eşyanın dışarıya verilmesi yanlıştır. Eve
lazım olan evde kalmalıdır.
Evi
ev eden avrat, yurdu şen eden devlet. Evi
yaşanır hale getiren bir arada tutan evin hanımıdır. Aynı
şekilde ülkede insanları barış huzur ve mutluluk içinde
yaşatanda devlettir.
Evladı
ben doğurdum amma gönlünü ben doğurmadım. Evladı
ana doğurur ama huyunu ana vermez. O kendindendir.
Evladı
olmayanda merhamet olmaz. İnsanın
Merhameti olması için evladı olmalı evlat sevgisini tatması ve
tanıması gerekir. Eğer evladı yoksa onun başkalarına karşı
merhameti de sevgisi de olmaz.
Evli
evinde köylü köyünde gerek. Herkes
kendi ortamında olmalı başka işlere karışmamalıdır.
Evvel
taam sonra kelam. İnsan
önce misafirin karnını doyurmalı daha sonra sohbete başlamalı.
Eyvallah
etmemek:
Karşısındakine boyun
eğmemek, yeri gelince itiraz etmek
Ezbere
konuşmak: İşin
aslını doğruluğunu bilmeden konuşmak
Ezilip
büzülmek: Çok sıkılmak
Yorumlar
Yorum Gönder