ATASÖZÜ VE DEYİMLER A Harfi ile başlayanlar

ATASÖZÜ VE DEYİMLER

A köse, sayılmadık kaç tel sakalın var? : Kişinin kendi önemsizliğini veya yaptığı işin önemsizliğini kapatıp çok önemliymiş gibi göstermesi. Çok yaşamış çok şey görmüş artık yaşadıklarından ders almasını bilir.
Aba vakti aba, yaba vakti yaba. İnsan giyinme, eğlenme ve çalışma zamanını bilmeli. İş vakti gelince çalışmalı eğlenme vakti, gelince de eğlenmeli bunları birbirine karıştırmamalı. Her iş zamanında yapılmalı
Aba altından sopa göstermek Karşısındakine dost gibi görünüp onu dolaylı yoldan tehdit etmek. Bir yandan yüzüne gülerken diğer taraftan da karşısındakini tehdit etmek.
Abanın kadri yağmurda bilinir. Bir şeyin kıymeti anlatmakla değil ona gerçekten ihtiyaç duyulduğu vakit anlaşılır.
Abbas yolcuÖlmesi yakın, yola çıkmak üzere, gidici
Abdal abdalın ne umduğunu, ne bulduğunu ister. Kişi kendi emsallerini ne aç kalmasını nede varlıklı olmasını ister. İnsan akranlarının başkalarının kendinden üstün olmalarını istemez.
Abdal ata binince bey oldum sanır, Şalgam aşa girince yağ oldum sanır. Haddini ve konumunu bilmeyenler birden bire mevki sahibi para mal mülk sahibi olunca kendini bir şey oldum sanır.
Abdal düğünden çocuk oyundan usanmaz. Nasıl ki çocuk oyun oynamaktan bir türlü usanmazsa, akıllı olmayan insan da zamanını çocuk gibi gereksiz boş şeylerle geçirir.
Abdal tekkede hacı Mekke’de gerek. İnsan yaşı konumu becerisi bilgisi kabiliyeti ile layık olduğu mertebede olmalıİnsan becerisi ile uygun yerde olmalı.
Abdala "kar yağıyor demişler" üşümeye hazırım demiş. İnsan olacaklara, başına geleceklere önceden hazırlıklı olmalı, yoksa aniden başına geleceklere katlanmak zorunda kalır.
Abdalın karnı doyduktan sonra gözü yolda kalır. İnsan açken çaresizdir ama karnı doyunca aklı işlerinde kalır. İnsan ancak karnı doyunca işe koşturur.
Abdalın yağı çok olunca gah borusuna çalar, gâh gerisine. İnsan kıymetini bilmediği, ihtiyacı olmadığı bir şeye gereğinden fazla sahip olursa onu gereksiz yerlere harcar. Elindekini nasıl harcayacağını bilmez.
Abdestsiz softaya namaz dayanmaz. Yaptığı işte samimi olmayanlar çevresindekileri inandırmak için her yola başvurur. Zahmet çekmeden yapılan iş göz boyamadan öteye gidemez.
Aça dokuz yorgan örtmüşler, yine uyuyamamış. İnsana ne kadar iyi bir ortam sağlarsan sağla açlığını kolay kolay unutturamazsınız.
Acele bir ağaçtır meyvesi pişmanlıktır. Acele yapılacak bir işin sonu bizi yaptığımızdan pişman edebilir. Acele yapılan işin sonunda mutlaka bir hata yapar yaptığımız işten pişman oluruz.
Acele eden ecele gider. Her şey kendi düzenine göre yapılmalı aceleden yapılacak işten hayır gelmez sonunun nereye varacağını kestirmek zordur. Hatta bizi ölüme bile getirebilir.
Acele eden kancık, kör doğurur. Özen göstermeden aceleyle yapılacak işten hayır gelmez. Mutlaka bir aksilik bir eksiklik ortaya çıkar.
Acele etme dilini dişlersin. Acele ile yapılacak iş sonunda insanın kendisine zarar verebilir.
Acele ile menzil alınmaz. Acele yapılacak işten bir hayır gelmez. Hedefe varmak zordur. Yapılan işte istenilen hedefe ulaşılmaz.
Acele işe şeytan karışır. Acele işin kimseye bir faydası olmaz. Her zaman bir hata yapabiliriz. Her türlü aksilikle karşılaşabiliriz. Acele ile yapılan işe mutlaka bir fitne fesat karışır.
Acele şeytandan, teenni Rahmandan. Bir işte acele etmek doğru değildir. Acele ile yapılan işten fayda gelmez. İnsan bir işi yapmaya karar verdiği zaman daima sabırlı olmalı ve akıllı karar vermeli.
Acele yürüyen yolda kalır. Acele yapılacak işten bir hayır gelmez. Aceleyle yapılan işte başarıya sona varılmaz, yarı yolda kalınır.
Aceleye gelmek: Bir işin yapılmasında çabuk hareket etmek ve sonunda istediği verime ulaşamamak.
Acemi katır kapı önünde yük indirir. Bir işin acemisi nerede neyi nasıl yapacağını bilemez. Yanlış işler yapar.
Acı acıyı, su sancıyı keser. Zorlukları engelleri geçmek daha büyük zorlukları yenmekle ancak gerçekleşir.
Acı çekmek: Uzun süre ağrı sızı hissetmek.
Acı acı gülmek. Üzüntüsünü kaşsısındakine gülerek göstermek. Gülüşünün bile üzüntüden olduğunu ifade etmek.
Acı patlıcanı kırağı çalmaz. İşe yaramayan insanı başkaları ne yapsın ki kendine faydası olmayanın başkalarına hiçbir faydası olmaz. Hayatın zorluklarını yaşamış yeterince tecrübe sahibi olmuş kişiler dış etkilere karşı kendini korumayı bilir.
Acı soğan yemedim ki içim acısın. Pişman olacağım yanlış bir şey, kötü bir iş  yapmadım ki onun üzüntüsünü duyayım manasında kullanılır. İnsan yanlış bir şey yapmadıkça yapılandan dolayı zarar etse de pişmanlık duymaz üzülmez.
Acı söylemek: Karşısındakini incitecek şekilde konuşmak
Acıkan doymam susayan kanmam sanır. İnsan bir şeye çok fazla ihtiyaç duyunca asla o ihtiyacı gideremeyeceğini zanneder.
Acıkmış kudurmuştan beterdir. Aç insan her şeyi yapar. Ondan her şey beklenir. Çevresindekiler için tehlikeli de olabilir.
Acındırırsan arsız, acıktırırsan hırsız olur. İnsan bir şeyin sınırlarını fazla zorlamamalı. Kapasitesi ne ise o olmalı. Eğer kişi çocuğuna karşı bu sınırları fazla zorlarsa sonra onu kötü alışkanlıklara yöneltebilir.
Acıyan uyumuş acıkan uyumamış. İnsan birçok zorluğa göğüs gerer direnir ama açlığa asla dayanamaz.
Aç aman bilmez, çocuk zaman bilmez. Aç insan çocuk gibidir. İhtiyacını karşılamak, açlığını gidermek için beklemez ilk fırsatta değerlendirmeye çalışır. Aynı şekilde çocuk içinde zaman diye bir mefhum yoktur ne zaman nerede olursa olsun o bildiğini yapar laf dinlemez.
Aç anansa da kaç. Aç insandan her şey beklenir. Ondan kendini sakınmalısın. Bu en yakının bile olsa böyledir.
Aç aslandan tok domuz yeğdir. İnsan ne kadar güçlü, tehlikeli veya becerikli olursa olsun açken bir şey yapamaz. Önce karnının doyması lazım. Birine bir iş yaptıracaksan önce karnını doyur sonra iş bekle.
Aç at yol, aç it av almaz. İnsan ne kadar güçlü ve becerikli olursa olsun açken bir şey yapamaz. Önce karnı doyması lazım.
Aç ayı oynamaz. Açken insan verimli olamaz. Faydalı olabilmesi için önce karnını doyurması lazım.
Aç domuz darıdan çıkmaz. Aç insan yiyecek bulunca, karnını doyurmadan yemeği bırakmaz.
Aç doyuran aç kalmaz. İnsan çevresindeki muhtaçlara yardım yaparsa bir gün kendisi de dara düştüğünde mutlaka ona da bir yardım yapan çıkar.
Aç elini kora sokar. Aç insandan her şey beklenir. Ondan kendini sakınmalısın. Aç insan açlığını gidermek için her yola başvurur her türlü tehlikeyi göze alır.
Aç gezmekten tok ölmek evladır. Aç karnında sefalet içinde yaşamaktansa gezip eğlenmektense tok bir köşede oturmak daha iyidir.
Açgözlü: Para mal mülk gibi dünyevi şeylerde doymak nedir bilmeyen. Malı mülkü çok seven, Buldukları ile yetinmeyen.
Açgözlü daya (taya) çocuğu. Kanmayan, doymayan çocuklar ve yetişkinler için söylenir. Daya (taya), sütnine, dadı. (Farsça daye' den)
Aç gözünü açarlar gözünü. Eğer dikkatli olmazsak yaşayacağımız olaylar bizi çok zor şartlara sürükleyebilir. Öyle olaylar yaşarız ki bir daha aynı olayları yaşamamak için her türlü tedbiri almak zorunda kendimizi hissederiz.
Aç ile eceli gelen söyleşir. Aç insana sataşmak yanlıştır. Sonuçlarına katlanmak zordur.
Aç it koyun gütmez. Aç insan bir iş yapamaz, eğer bir şey yapmasını istiyorsak önce karnını doyurmalıyız.
Aç kişiye aş  gerek tok kişiye baş gerek. Aç insanın ihtiyacı yiyecektir. Onun yemek ihtiyacı karşılanmalı tok insanın işe çalışması faydalı işler yapabilmesi için bir lidere onu yönlendirecek akıllı kişiye ihtiyacı vardır.
Aç köpek ambar deler. İnsan acıkınca her şeyi yapar.
Aç kurt yavrusunu yer. İnsan acıkınca her şeyi yapar.
Aç ne yemez, tok ne demez. İnsan acıkınca her şeyi yapar. Karnı tok olunca da her şeye bir kusur bulur, istediğini söyler.
Aç ölmez, gözü kararır; susuz ölmez, benzi sararır. İnsan açlıktan ölmez ama açlık yüzünden zayıfta kalır susuzda başkalarına da muhtaç olur.
Aç tavuk kendini buğday ambarında sanır. İnsanın elinde bir şey olmayınca bol keseden vaatlerde bulunur. Zenginliğin hayalini kurar.
Aça arpa ekmeği etten lezzetli gelir. İnsan açken açlığını giderecek ne bulsa taze, bayat, acı, tatlı fark etmez ona lezzetli gelir.
Aça dokuz yorgan örtmüşler, yine uyuyamamış. İnsan açken hiçbir şey açlığını bastıramaz.
Aça kuru ekmek helva gibi gelir. İnsan açken açlığını giderecek ne bulsa taze, bayat, acı, tatlı bakmaz ona lezzetli gelir.
Açığa çıkmakBelirgin hale gelmek. Anlaşılır olmak. Kendini belli etmek
Açıkağız aç kalmaz. İnsan istemesini bilirse mutlaka ihtiyacını karşılar.
Açık kapı bırakmak: Karşısındakinin hamle yapmasına fırsat verecek konumda olmak.
Açık alınla: Yaptığı işte utanılacak bir durum olmaması.
Açık yaraya tuz ekilmez. İnsanın derdini kederini daha fazla artıracak davranışlardan uzak durulmalı.
Açılan solar, ağlayan güler. İnsan bu gününe bakıp gelecek için karar vermemeli yarının ne olacağını bilemeyiz, ümitsizliğe de aşırı iyimserliğe de güvenmemeli her zaman her şey olabilir.
Açın gözü ekmek teknesinde olur. Aç insan her şeyi yapar. İyi veya kötü diye bir şey düşünmez. Ne yaparsa yapsın aklında bir an önce karnını doyurmak vardır.
Açın imanı olmaz. Aç insan her şeyi yapar. Aç olan insandan her türlü davranış beklenir.
Açın koynunda ekmek durmaz. İnsan acıkınca her şeyi yapar. Aç insana onun ihtiyacı olan şeyi emanet edemezsin.
Açın kursağına çörek dayanmaz. İnsan acıkınca ne bulursa yer taze bayat bakmaz.
Açın uykusu gelmez. İnsan acıkınca aklına açlığını gidermekten başka bir şey gelmez.
Açlığını bilen yere bildir. İnsan ihtiyacını her yere veya her önüne gelene değil onu giderecek yere bildirmeli.
Açlık ile tokluğun arası yarım yufka: İnsan yoksulluğu fazla abartmamalı, arada çok fazla bir fark yoktur.
Açlıktan nefesi kokmakÇok fakir durumda olmak.
Açma sırrını dostuna o da söyler dostuna. İnsan kendine ait özel sırları saklamalı her önüne gelene söylememeli. Bunu kaldıramayan insanlar bir gün kendi aralarında da anlatıp senin sırrını ağızdan ağza yayarlar. Gün gelir söylediklerine pişman olur.
Açtı ağzını yumdu gözünüSinirden her ağzına geleni söylemek.
Açtırma kutuyu söyletme kötüyü. İnsan karşısındakinin sabrını tahammül sınırlarını zorlamamalı. Fazla zorlarsak karşımızdakilerden hiç beklemediğimiz veya hoşlanmadığımız cevaplar alabiliriz.
Ada bana adayım sana. İnsan başkasına ne kadar ilgi alaka gösterirse o kadar karşılık görür.
Adalet ile zulüm yan yana durmaz. Adaletin olduğu yerde zulüm olmaz eğer bir yerde zulüm varsa orada adalette yok demektir.
Adam adama yük değil, bu can gövdeye mülk değil. Bu dünyada her şey gelip geçicidir. İnsanlarda doğar yaşar ve ölür. Gün gelir can gider geriye sadece beden kalır.
Adam adamdan korkmaz hatır sayar. İnsanların birbirlerine olan ilgi ve alakası korkuyla olan bir davranış değil saygıdan olan davranıştır.
Adam adamdır olmasa da, pulu; eşek eşektir, atlastan olsa da çulu. İnsan kıyafetle makamla insan olmaz dış görünüşü insanı değerli yapmaz. Kişi insanlığıyla becerisiyle ahlakıyla değerlidir.
Adam bildim eşeği, altına serdim döşeği. Saygı gösterip yârdim edilen kişinin terbiyesiz ve densiz olduğunu öğrenildiğinde söylenen bir söz.
Adam iş başında belli olur. Kişi becerisini dürüstlüğünü anlayışını ahlakını iş yaparken ortaya koyar.
Adam olana bir söz yeter. İnsan olana bir şeyi bir kere söylemek yeter. Bir söyleme ile laf dinler söyleneni yapar, anlayışsızsa on defada söylesen bir şey değişmez.
Adam vuracak oğul babasına danışmaz. Bir işi yapmaya niyet eden kişi bunu yapmak için başkalarına sormaz, yapar.
Adama dayanma ölür, ağaca dayanma kurur: İnsan bir iş yapmaya niyetlendiği vakit başkalarının sürekli desteğine güvenmemeli her şeyi önce kendi gücü ve becerisi ile değerlendirmelidir.
Adamak kolay ödemek güçtür. İnsan söz söylerken iyi hesaplamalı yapamayacağı şeyi söylememeli sonra yapması zor olur.
Adamın yere bakanından, suyun sessiz akanından kork. Kişi çevresinde sessiz sakın gözükenlerden çekinmeli tıpkı suyun sessiz sessiz akışı gibi o sessizliğinin çekingenliğinin altında birçok entrika ve hile olabilir.
Adı batmak: Unutulmak, hatırlanmamak
Adım adım yer edeyim, gör sana neler edeyim. Ne yapacağını sezdirmeden karsısındaki insani yerinden etme çabasına girişecek olanların tehdit sözü.
Adimi güveç koy amma, ocak üstüne koyma. Zor isler yapan biri olarak tanınmak isteyen fakat aslında zor isler yapmak istemeyen kişilerin yandaş arayış sözleri.
"Adın ne?" "Mülayim Ağa." "Sert olsan ne halt edersin?" Diyalog değil, monolog. Sert davranmakla hiçbir şey elde edemeyeceğinin bilincinde olmak.
Ağa yanında kese çıkarılmaz. İnsan haddini bilmeli. Bulunduğu ortamda kendi ekonomik durumuna göre hareket etmeli.
Ağa diyeyim sana, yağın bulaşsın bana. Yardakçılık yapan, kayırılmak istenen insanları anlatmak için kullanılır.
Ağaca balta vurmuşlar, sapı bendendir demiş. İnsanoğluna en büyük kötülüğü yabancı biri değil de yine kendi çevresindeki kendi sülalesinden birileri yapar.
Ağaca çıkan keçinin dala bakan oğlağı olur. İnsan ne ise evladı da odur. Aynı şeyleri düşünür aynı şeyleri yapmaya yönelirler.
Ağaca dayanma kurur, insana dayanma ölür. İnsan bir işi yaparken başkalarına değil kendi bilgi ve becerisine kendisine güvenmeli ve ona göre hareket etmeliBaşkasına güvenerek bir şey yapmaya kalkarsa yarı yolda çaresiz kalabilir.
Ağaç çiçeklenmeden meyve vermez. Her şey zamanı geline olur. Zamanı gelmeden bir iş yapılmaz.
Ağaç devrilince balta vuran çok olur. İnsanın işi ters gitmesin, ters gidince herkes onu bir şekilde eleştirmeye başlar.
Ağaç devrileceği zaman bütün maymunlar kaçışır. İnsan çaresiz kalınca, muhtaç olunca çevresindeki gerçek dostu olmayan herkes onu terk eder.
Ağaç kökünden yıkılır: Yapılan bir işte ayrıntılara değil işin esas temeline bakılmalıdır. Eğer temel sağlamsa mesele yok gerisi kolay halledilir.
Ağaç meyvesi olunca başını aşağı salar. İnsan bilgili becerikli oldukça mütevazılığı da ona bağlı olarak artar.
Ağaç ne kadar meyve verirse dalı o kadar yere eğik olur. İnsan ne kadar bilgili becerili olursa çevresine de o kadar faydalı o kadar uyumlu o kadar yardımcı olur.
Ağaç ne kadar büyürse yine de gökyüzüne ulaşamaz. Her şey kendi değerleri içindedir. Zorla bu değerleri aşamayız. Bir şeyi ne kadar zorlarsan zorla zorla olduğundan fazlası olamaz 
Ağaç ne kadar uzasa göğe ermez: Her şey kendi değerleri içindedir. Zorla bu değerleri aşamayız. Bir şeyi ne kadar zorlarsan zorla zorla olduğundan fazlası olamaz  
Ağaç vakitsiz meyveye durmaz: Her şeyin bir vakti bir zamanı var. Zamanı gelmeden hiçbir şey olmaz.
Ağaç yaş iken eğilir. İnsan bir şeyi zamanında öğrenmeli, gençken öğrenmeli, zamanı geçtik ten sonra, yaşlandıktan sonra öğrenmek zor olur.
Ağalık almakla değil vermekle olur. İnsan eğer çevresinde saygın hatır sayılır kışı olmak istiyorsa başkalarının eline bakmamalı başkalarına kendisi yardımcı olmalıdır.
Ağalık vermekle, yiğitlik vurmakla. Eğer toplumda hatırı sayılır, sözü dinlenir biri olmak istiyorsan gittiğin yerlerde gezdiğin yerlerde insanlara bol bol bahşiş dağıt elin açık olsun, cömert ol. Eğer yiğit olarak anılmak istiyorsan düşmanla iyi dövüş, cesur ol
Ağanın alnı terlemezse ırgadın burnu kanamaz. İş sahibi işçisiyle beraber çalışıp işini bitirmek için gayret etmezse işçide işe gerekli ilgiyi gayreti göstermez.
Ağanın eli tutulmaz. Parası bol olan istediği gibi harcarOna yaklaşmak onunla harcama yaparken boy ölçüşmek olmaz kimin haddine.
Ağanın malı çıkar, uşağın canı. Kişi ağa, kazanıp mal mülk sahibi, zengin oluncaya kadar işçisi çalışmaktan heder olur.
Ağaran baş, ağlayan göz gizlenmez. İnsanın beliren yaşlılığı, görünen üzüntüsü ne kadar gizlenmeye çalışırsa çalışılsın onu gizlemek zordur. Artık her şey dışarıdan bakılınca belli oluyor.
Ağası güçlü olanın kulu asi olur. Ağa güçlü olunca etrafında her türlü insan olur ayyaşı da sarhoşu da katili de serserisi de.
Ağılda oğlak doğsa ovada otu biter. Allah yarattığı her kulun rızkını da beraberinde yaratır. Kimse aç kalmaz.
Ağır yükün zahmetini katır bilir: Bir işin ne kadar zor olduğunun ne kadar zahmet verdiğini ancak o işi yaşayan o işi yapan bilir, başkası bilemez.
Ağır basar, yeğni kalkar: Saygınlık ağırbaşlılıkla, ölçülü hareketle sağlanır.
Ağır giden yolda kalır. Yaptığı işte tembellik gösterenler yavaş hareket edenler başarılı sona ulaşmazlar
Ağır kazan geç kaynar. Anlama yeteneği olmayan insan anlatılanı çok zar anlar.
Ağır taş batman döver. Ağırbaşlı insana kolay kolay kimse kötü söz söyletemez. Onunla kolay kolay baş edilmez.
Ağır taş yerinden oynamaz. Kişi kendini muhafaza eder her yerde otoritesini sürdürürse onunla kolay kolay kimse uğraşamaz.
Ağır yongayı yel kaldırmaz. Kişi ağırbaşlı otoriter olursa onunla kolay kolay kimse uğraşamaz. Ona zarar veremez. Dıştan gelen etkiler onu kolay kolay etkilemez.
Ağrımayan başa çaput sarılmaz. İnsan bir problemi yoksa kendisiyle alakası olmayan işlerle uğraşmamalı. Sonra hiç gereği yokken başına bir problem çıkabilir.
Ağız yemeyince yüz utanmaz. Rüşvet haram yemeyince insan başkalarına mahcup olmaz. Kim ne derse desin ne kadar suçlayan olursa olsun önemli olan kişinin dürüstlüğüdür. Kişi dürüstlüğünü muhafaza ettiği sürece haklılığı ortaya çıkacaktır.
Ağız yer yüz utanır. Rüşveti insan ağzıyla yer ama yaptığı işten dolayı yüzü kızarır. Yüzü utandığını gösterir.
Ağlama ölü için, ağla deli için. İnsan ölen dostu için bir süre ağlar sonra unutur gider ama akıllı olmayan dostlar için insan her zaman derde sıkıntıya girer sıkıntı çeker.
Ağlamakla yar ele girmez. Kişi ağlayıp sızlanmakla istediği şeylere ulaşamaz. Onlara ulaşmanın bir başka yolunu bulmalı
Ağlamayan çocuğa meme verilmez. İnsan bir şeye ihtiyaç duyduğunda onu çevresindekilere belirtmeli anlatmalı başkalarına bildirmeli, yardım istemeli. Yoksa haberi olmadıkça kimse kimseye bir şey yapamaz.
Ağlarsa anam ağlar gerisi yalan ağlar. İnsanın en büyük dostu ve dayanağı en büyük yardımcısı anasıdır, ötekilerin hiçbiri ananın yerini tutmaz gelip geçicidir, dostlukları bir yere kadardır.
Ağlayanın malı gülene hayır etmez. İnsanın zor gününü sıkıntılı gününü fırsat bilip zorla alınan mal mülk insana hayır getirmez. Eninde sonunda elinden çıkar gider, zarara yol açar.
Ağrısız baş mezarda gerek. Hayat çilelerle doludur. İnsan her zaman her şeye hazır odalıdır. Eğer hiç bir dert sıkıtı olmasın istiyorsak ona ancak ölünce kavuşuruz.
Ağustosta beyni kaynayanın zemheride kanı kaynar. Çalışma zamanında tembel tembel yatan, kışın acıktığında ele muhtaç olur tembelliğinin cezasını çeker.
Ağustosta gölge kovan, zemheride karnın ovar. Çalışma zamanında tembel tembel yatan, kışın acıktığında ele muhtaç olur.
Ağustosun yarısı yaz yarısı kıştır. İnsan hazırlığını erken yapmalı ağustos ayı gelmişse kış gelmiş demektir.
Ağzı açık ayran delisi. Aptal aptal bakarak ortalıkta salak salak dolaştığı düşünülen insanlara gıyabında söylenen söz.
Ağzı büyük olana kepçe kaşıktır. İnsan açgözlü ise kolay kolay verilenler doymaz. Küçük hediyeler onun isteklerini karşılamaz.
Ağzımı yaktı as olsa, başımı yardı tas olsa. Zarar veren ama onu da beceremeyen insanlar için sonradan söylenen söz.
Ağzına sakız olmak. Yaptığı davranışlar hareketler söylediği sözler yüzünden başkaları tarafından sürekli olarak konuşulmak eleştirilmek başkalarının sürekli kendi hakkında konuşulur olması hali
Ağzına belesenk olmak. Yaptığı davranıştan ya da söylediği sözden dolay başkalarının sürekli alay konusu olmak
Ağzına tat bulaşanın, gözü pekmez tulumundadır. Kişi bir şeyin tadını aldı mı arkası gelmez, daha fazlasını ister.
Ağzının payını vermek: Gereken cevabı vermek
Ağzı kalabalık: Yaptığı işte çok konuşan, olur olmaz şeyler konuşan
Ağzı süt kokmak: Çok genç daha yeni hayat tecrübesi olmayan
Ağzından bal akmak: Karşısındakinin hoşuna gidecek sözler söyleme
Ağzında bakla ıslanmamak: Aklına geleni veya duyduğunu saklamadan doğru, yanlış araştırmadan hemen başkasına söylemek, sır tutamamak
Ah alan onmaz. Başkasının ahını alan kolay kolay iflah olmaz. Eninde sonunda cezasını çeker.
Ahret suali sormak: Çok bunaltıcı çok zor sorular sormak
Ahret yolculuğu: Çok zor çok zahmetli yapılan yolculuk
Ahmağa yüz abdala söz vermeye gelmez. Nerede nasıl hareket edeceğini bilmeyen mankafalara akılsızlara yüz vermeye gelmez sonra yanlış yerde yapacağı bir hareketle seni utandırır. Aynı şekilde sözünde durmayı bilmeyen söz vermenin önemini anlamayan abdala da söz vermeye gelmez çünkü sözünde durmaz. Seni yarı yolda bırakır.
Ahmak gelin yengeyi halayığı sanır. Çevresinde kendisine iyi niyetle davrananları anlamayıp onları hizmetkârı zannedenler yaptıkları davranışla hem gönüllerini kırar hem de yalnız kalırlar.
Ahmak misafir ev sahibini ağırlar. Anlayışsız olan nasıl hareket edeceğini bilmeyen misafir davranışları ile ev sahibini zora sokar, mahcup eder.
Ak akçe kara gün içindir. Para maddiyat zor günler için gereklidir. Ona göre kendimizi hazırlamalıyız.
Ak gün ağartır kara gün karartır. Güzel mutluluk dolu günler insanı mutlu eder neşelendirir. Dinç yapar. Huzursuz günler insanı moral men yıkar huzursuz eder. İnsanın huzurunu kaçırır.
Ak koyunun kara kuzusu da olur. Kimse kimsenin huyunu veya geleceğini bilemez. Çok iyi niyetli ahlaklı insanlardan da kötü evlatlar olabilir.
Akacak kan damarda durmaz. Eğer talihimizde bir aksilik varsa bir aksilikle karşılaşacaksak ne yaparsak yapalım o bizi gelip bulacaktır. Kurtuluşu yoktur.
Akan su kir tutmaz. Eğer su akıyorsa önündeki her şeyi sürükler getirir, bu kir de olsa böyledir, başka bir şeyde olsa.
Akara kokara bakma, çuvala girene bak. Yeni eski iyi köyü güzel çirkin bakma ne bulursan çuvala doldur. Senin göreceğin çuvala girendir.
Akça akıl öğretir don yürüyüş. İnsanın parası varsa çok şey düşünür yapar hayata geçirir. Elbise ise ancak havalı yürümeyi sağlar başka bir işe yaramaz
Akçalı adamdan dağlar da korkar. Kişinin parası var parasını faydalı işlerde değil de zararlı işlerde kullanırsa herkese zarar verir, insanlar değil her şey onların varlığından gelebilecek zararından korkar.
Akıl akıldan üstündür. İnsan kendi aklını beğenip böbürlenmemeli. Kendinden daha akıllı insanların var olabileceğini her zaman düşünmeli bilmeli. Kişi bir iş yaparken başkalarına tanışmalı akıl almalı olur ki ondan daha iyi düşünenler yeni fikirler üretenler de çıkabilir.
Akıl Defteri: Ajanda, Unutmamak için not alınan defter.
Akıl Hocası: Başkalarına akıl veren
Akıl için yol birdir. Karmaşık işlerin hallolmasında kime sorulursa sorulsun herkes aynı çareleri söyleyecektir. Aynı yolu gösterecektir.
Akıl kişiye sermayedir. İnsanın yapacağı işlerde en büyük sermayesi aklıdır. Yeter ki faydalı ve doğru kullanmasını bilsin.
Akıl olmayınca ne yapsın sakal. Kişiyi yönetende yücelten de aklıdır. Eğer akıl yoksa sakalla yaşla bir yere varılmaz. Bir iş başarılmaz.
Akıl unutur, kalem unutmaz. İnsan aklındakini unutabilir, ama not alınan deftere yazılan unutulmaz er veya geç gelir yerini bulur.
Akıl yaşta değil baştadır. İnsanın akıllanması için illa da yaşlanması gerekmez. Zekanın yaşla bir alakası yoktur.
Akılları pazara çıkarmışlar herkes kendi aklını almış. Herkes için en doğru akıl kendi aklıdır. Kolay kolay başkalarının aklını beğenmez.
Akıllı düşman akılsız dosttan iyidir. Akıllı düşmanında olsa nerede nasıl hareket edeceğini bilir bu yüzden iyidir. Akılsız dostsa nasıl hareket edeceğini bilmez her an başını derde sokabilir. Bunun için akıllı düşman daha iyidir.
Akıllı olup dünyanın kahrını çekmektense, deli ol dünya senin kahrını çeksin. İnsan akıllı olup her şeyle ilgilenmek herkesin derdini düşünmek çevresindekilere yardımcı olmak yol göstermektense deli ol herkes enin derdini düşünsün sana çare olmaya uğraşsın.
Akıllı söylemeden düşünür, akılsız düşünmeden söyler. Akıllı insan bir sözü söylemeden önce nereye varacağını ne gibi sonuçlar doğuracağını düşünerek söyler. Akılsız hiçbir şeyi düşünmeden olur orta konuşur. Sonuçta da ya başını derde sokar ya da insanların arasında huzursuzluk çıkarır.
Akıllının ayıp dediği ile ahmak iftihar eder. Akıllı insana göre ayıp olan bir davranışı akılsız insan düşünemediği için iftihar edilecek bir davranış olarak değerlendirir.
Akıllıyı geri atma, ahmağı kılavuz yapma. İnsan akıllı olandan her zaman akıl almalı onun fikirlerini değerlendirmeli akılsız insandan ise kılavuz olmaz. Ondan ancak zarar gelir.
Akılsız başa söz neylesin; lezzetsiz aşa tuz neylesin. İnsanda akıl yoksa nasihat fayda etmez, tıpkı lezzetsiz yemek gibi ne kadar tuz koyarsan koy lezzetlenmez
Akılsız başın cezasını ayaklar çeker. Düşünmeden yapılan bir işin sonucunda insanın bedeni yorulur. Hata insanın vücudunun herhangi bir organında değil aklındandır.
Akılsız köpeği yol kocatır. İnsan bir işi nasıl yapacağını bilmezse fuzuli uğraşmakla ömrünü geçirir.
Akla gelmeyen başa gelir: Yapılan bir işte hesaplanmayan bir iş başa gelince kişi zararını çeker.
Aklına turp sıkmak. Bir kişiye yanıldığını, budalaca düşündüğünü söylemek için kullanılır.
Aklına geleni işleme, her ağacı taşlama. İnsan her aklına gelen şeyi söylememeli her gördüğü davranışı veya olayı da eleştirmemeli. Konuşurken de düşünürken de iyi hesaplamalı.
Aklını yitirmek: Bir olay karşısında akla hayale gelmeyecek yanlış davranışlar göstermek.
Akraba ile ye iç alış veriş etme. İnsan dostları ile her şeyini paylaşmalı ama ticaret yapmamalı.
Akranı ile uçmayan kuş semada hu çeker. Kişi kendi ayarındakilerle ilişki kurmaz ve boyundan büyük işleri yapmaya kalkarsa sonunda çok zarda kalır Tek yapacağı artık Allah’a yalvarmaktır.
Akrebe niçin soktun demişler ne yapayım huyumdur demiş. Topluma zararlı olan bir insana niçin zarar verdiğini sormanın bir anlamı yok çünkü onun huyu o, çevresine zarar vermek üzere her şeyini kurmuş bu huyunu değiştiremezsiniz.
Aksayanla aksak, suya gidenle susak. Başkaları ne yaparsa onu yapan insanlara söylenen bir söz. Susak, bati yörelerinde su taşımak için kullanılan geniş ağızlı testi.
Aksam ahıra, sabah çayıra (nahira). Yiyip, içip yatmaktan başka hiçbir şey yapmayan insanlara. Nahir, kırlara otlatmaya gönderilen davar (koyun-kuzu-koç) sürüsü.
Aksam Hacı Mehmet, sabah eskici Yahudi. Bazen iyi ve dürüst görünen kurnaz, dalavereci, cimri kişiler Günü gününü tutmaz. Bir gün iyi bir gün kötü.
Aksam yezit diye öldürdüler, sabah şehit diye namazını kıldılar. Önce acımasızca suçlayıp öldürdüler sonra da üzülüp şehit namazı kıldılar.
Akşam bulutu kızardı sabah hava hoş, sabah bulutu kızardı, öğleye varmaz kış. Eğer akşamdan gökyüzünde bulutlar kızarmışsa yarın havanın güzel olacağına işarettir yok sabahtan bulut kızarmışsa öğleye kalmaz fırtına çıkacağına işarettir.
Akşamın hayrı sabahın şerri. Akşam karar almak için pek uygun biz zaman değildir. Artık beyin yorulmuştur. Sağlıklı karar veremeyebilir, en doğrusu sabahın dinlenmiş kafasıyla karar vermektir. Mutlaka yorgun kafayla  verilecek karardan daha sağlıklı daha doğru daha faydalı bir karar olacaktır. 
Akşamın işini sabaha bırakma. Her iş zamanında yapılmalı. Zamanı geçtik ten sonra yapılan işin hayrı olmaz.
Al Allah kulunu, zapt eyle delini. Yaptığı işe kimse engel olamadı sonunu düşünmeden korkusuzca ileriye atıldı.
Al malın iyisini çekme kaygısını. Eğer aldığın maldan hayır görmek sıkıntı çekmek istemiyorsan daima iyisini almalısın.
Al ile aslan tutulur, güç ile sıçan tutulmaz. Eğer kişi nasıl davranılacağını bilirse çok zor işleri de rahatlıkla halleder ama nasıl hareket edileceğini bilmezse çok basit işleri bile halledemez ağzına burnuna bulaştırır.
Ala keçi her zaman püsküllü oğlak doğurmaz: İnsan değerli bildiği bir kaynaktan her zaman değerli verim alamayabilir, alınacak diye bir kural da yoktur.
Alacakargaya kimse  taş atmaz kekliğin peşinde koşan çok olur. Bir şeyin aslı orijinali varken kimse sahtesinin peşinden gitmez. İnsanlar daima gerçek ve doğru olanın peşinden gider.
Alacağın olsun da vereceğin olmasın. İnsan alacağından sıkıntı çekmez ama vereceği her zaman sıkıntı verir.
Alacakla verecek ödenmez. Kişinin başkalarına borcu varsa alacağına güvenip borcunu ihmal etmemeli alacağını alacak olduğu kişi zamanında veremeyebilir ama vereceğini zamanında ödemek zorunda olduğunu hiç aklından çıkarmamalı.
Alamadığın öküzün kuyruğunu tutma. İnsan yapamayacağı işi yapmaya kalkışmamalı sonra pişman olabilir.
Alçak atın binmesi kolaydır. Zayıf güçsüz olan ayaklar altına alınmaya mahkûmdur. Kişi zayıfsa kolay kolay başkalarının baskısından kurtulamaz.
Alçak eşek binmeye, öksüz çocuk dövmeye kolay. Nasıl ki alçak eşeğin binmesi kolay olursa, zayıf aciz kimsesizler de her zaman için başkalarının zulmüne uğramaya mahkûmdur.
Alçak uçan yüce konar, yüce uçan alçak konar. İnsan kibirlenmez mütevazılığını alçak gönüllüğünü sürdürdüğü sürece başkaları tarafından sevilir sayılır yüceltilir, fakat kendini beğenir başkalarını hor görürse insanlar ondan uzaklaşır. İnsanlar tarafından alçaltılır.
Kişi fakir yoksul olabilir ama zamanla çalışır gayret eder zengin olur. Kişi zengin olabilir ama oda zamanla zenginliğini kaybedip fakir düşebilir.
Alçak yer yiğidi hor gösterir. Kişi ne kadar becerikli ne kadar maharetli veya ne kadar yetkili olursa olsun bulunduğu ortam ona uygun değilse kendini gösteremez, Sıradan biri olarak görünür.
Alçak yerde tepecik kendini dağ sanır. Eğer bir toplulukta âlim yoksa cahiller kendilerini âlim sanırlar.
Alçak yerde yatma sel alır, yüksek yerde yatma yel alır. İnsan kendi konumuna göre kendi becerisine göre kendi zekasına göre yaşamalı, eğer kendi yapabileceğinden büyük işlere kalkarsa başaramaz zarar görür basit işlerle uğraşırsa boşuna zamanını harcar.
Aldı haberi, gitti kabari kabari. İyi haberi alınca koltukları kabara kabara sevine sevine gitti.
Alet işler el övünür. İnsan ne kadar maharetli ne kadar becerikli olursa olsun onu önemli yapar kullandığı alettir. Eğer alet olmasa becerisini gösteremez.
Âlemin maskarası olmak: Herkesin dilinde olmak, alay konusu olmak
Alıcı kuşun ömrü az olur. Başkalarına saldıran başkalarını huzursuz eden başkalarına hava atanların mutlaka karşılarına onlara dur diyen biri çıkar. Yaptıklarına pişman eder.
Alın teri dökmek: Başarmak için çok çalışmak
Alın Yazısı: Kader
Alışmış kudurmuştan beterdir. İnsan bir şeye alıştı mı ondan kolay kolay vazgeçemez. ütün gayretiyle isteğini yerine getirmeye çalışır.
Alışmış kursak bulamacını ister. Kişi bir şeye alıştı mı onu devamlı ister. Onsuz duramaz.
Altı aylık seyisliği var, kırk yıllık at boku (fışkı) eşeler (karıştırır). Deneyimsiz fakat çokbilmiş gibi davranan, beceriksizlik yapan, ortalığı karıştıran kişilere...
Almazsın, satmazsın, pazarda isin ne? İlgi alanına girmeyen konu üstünde gereksizce duran kişilere söylenir.
Alicengiz oyunu: Kurnazlık ve hile yapmak Kurnaz ve hilekâr olmak
Ali Kıran baş kesen: Zorba, dediğini zorla yaptıran kişi
Ali Faki' ya yazdırdık, daha beter azdırdık. Uzmanı sanarak gittikleri birinin durumu daha da karıştırması.
Âlim unutmuş kalem unutmamış. İnsan ne kadar bilgili olursa olsun bildiklerini unutur, ama bildiklerini not ederse bir yere yazarsa orada devamlı bilgilerine ulaşır
Alim olmak kolay adam olmak zordur. Bazı şeyler kolaydır çalışarak isteğine ulaşabilirsin ama bazı şeylerde vardır ki onlara ulaşmak için çalışmak tek başına yeterli olmaz. Çalışmanın yanında kişiliğin gelişmesi saygı sevgi yardım severlik gibi birçok özellik daha gerektirir. Bunu da herkes yapamaz.
Allah bilir ama kul da sezer. Her şey Allah’tan dır ama insanlarda aklı ile bazı olacak şeyleri sezer doğruyu yanlışı ayırır.
Allah çam isteyene çam, mum isteyene mum verir. Kişi Allah’tan neyi isterse Allah onu verir. Yeter ki istemesini bilsin.
Allah doğrunun yardımcısıdır. İnsan yaptığı işte davranışta doğru olunca; kısa vadede kaybetse bile mutlaka sonunda hakkettiğini kazanır. Kimse ona destek olmasa bile onun en büyük yardımcısı Allah’tır.
Allah insanın aklını alacağına canını alsın. İnsan için en büyük nimet canıdır, fakat akıl ondan daha önemlidir. Ölen insan ölür gider fakat aklını kaybeden ortada kalır ne bakanı olur nede derdini anlayanı sürünür sürünmektense ölmek daha iyidir.
Allah kardeşi kardeş yaratmış kesesini ayrı yaratmış. İnsanlar kardeştir ama karları zararları kazançları menfaatleri ayrıdır. Herkes kendi menfaatini düşünür. Menfaat olunca kardeşlik bir yere kadardır.
Allah verince kimin oğlu kimin kızı demez. Allah insana makam mevki veya zenginlik veya yetenek verecekse onun kimin nesi olduğuna bakmaz verir.
Allah verirse el getirir, sel getirir, yel getirir. Allah bir insana zengin olmak nasip etti mi o hiç umulmadık yerlerden gelip sahibini bulur.
Allah yaktığı yeri tez yeşertir. Bir yere afat gelmişse Allah o yere gelecekte bereket de verir. Yıkılıp gitti diye insanlar ümitsizliğe kapılmamalı
Allah’tan sıska ne yapsın muska. Kişi beceriksizse yeteneksizse ona muska ile dua ile beceri yetenek kazandıramazsınız.
Allah'ın bildiği kuldan saklanmaz. İnsan bir suç İşlediğinde cezadan kurtulmak için bunu saklamamalı. Çünkü Allah her şeyi bilir görür. Bu dünyada olmasa da öbür dünyada Allah’a hesabını vereceğimiz için suçları gizlememeli tam aksine söyleyip vicdani sorumluluktan çıkmalıyız.
Allah'ın ondurmadığını Peygamber sopa ile kovalar. Allah bir şeyi nasip etmemişse peygamber ne yapsın.
Allah'tan korkmayanın belasından, Allah'tan korkanın bedduasından kork. Bir insan ya Allah’tan korkacak ya da kuldan utanacak. Eğer bunların hiç biri yoksa o insandan uzak durmalıyız. Aynı şekilde İnançlı insanın Allah’ın sevgili kullarının bedduasından da uzak olmalıyız.  Onların da bedduası insanı tutar.
Alma ahı kulun asılı kalmaz vahı. Kimsenin bedduasını alma eninde sonunda senden çıkar.
Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste. Acizlere zavallılara zulmetme kötülük yapma. Yaptığın kötülük yaptığın zulüm gün gelir yavaş yavaş gün gün senden çıkar.
Almadan vermek Allah'a mahsustur. Dünyada karşılıksız hiçbir şey olmaz. Alacağımız bir şeyin önce bedelini ödemeliyiz, yoksa hiçbir bedel ödemeden insanlara hiçbir bedeli almadan karşılıksız veren Allah’tır. İnsanların bedel almadan vermeye gücü yetmez.
Alnının kara yazısı: Bir türlü peşini bırakmayan dert sıkıntı.
Altın anahtar her kapıyı açar. Kişinin mesleği varsa onun için işsizlik diye bir şey olamaz. O her yerde iş bulur çalışır geçimini temin eder.
Altın ateşte, insan mihnette belli olur. Nasıl ki altın ateşe atılınca yanmaz özelliğini korursa İnsanda karşılaştığı olaylar karşısındaki direnci ile sabrı ile kendini karakterini kişilini ortaya koyar.
Altın eli bıçak kesmez. Sanatkâr olan el hiçbir zaman boş kalmaz. Mutlaka bir iş bulur çalışır. Geçimini temin eder.
Altın eşik gümüş eşiğe muhtaçtır. İnsan ne olursa olsun ne kadar varlıklı hatırlı olursa olsun günün birinde başkalarına muhtaç olabilir.
Altın leğenin kan kusana ne faydası var. Kişi ölüm döşeğinde ise malın mülkün zenginliğin ona ne faydası var.
Altın yerde paslanmaz, taş yağmurdan ıslanmaz. Dayanıklı insanlar yetenekli insanlar çalışkan insanlar zorlamalarla kolay kolay değerlerinden bir şey kaybetmeler. Özelliklerini muhafaza ederler.
Altın yere düşmekle pul olmaz. Kişi dürüst çalışkan başarılıysa makamından mevkisin de işinden olsa bile onun değeri yitmez. Her zaman değerlidir.
Altına at düşenin gönlüne murat düşer. İnsan ihtiyacı olan bir şeye sahip olunca daha başka şeylere de sahip olmak ister. Arzuları bitmez.
Altının kıymetini sarraf bilir. Bir şeyin kıymetini anlamak için onun ustası olmak gerekir. Anlamadığımız bir konuda karar vermek yanlış olur.
Altmışından sonra zurna öğrenen mezarda çalar. İnsan bir şeyi öğrenmek istiyorsa bunu zamanında öğrenmeli yaşlandıktan sonra öğrenile işin kimseye bir faydası olmaz. Ancak mezara gider.
Altta kalanın canı çıksın: Herkes kendi çıkarı için gücü yettiği kişiyle uğraşsın.
Başkalarını umursamasın.
Amcam dayım herkesten aldım payım. İnsanın çevresinde birçok tanıdığı ve akrabası vardır. Başı derde girdiği vakit hiçbirinden bir fayda görmez bunu yaşayıp görürüz.
Amasyanan bardağı, biri olmazsa bir daha. Beğenmediğini atıp, bir başkasını alanların sözü.
Ana baba günü: Çok kalabalık. Herkes birbirine karışmış kimin ne yaptığı ne söylediği belli değil.
Ana gibi yar memleket gibi diyar olmaz. İnsanın en büyük ve gerçek dostu anasıdır. En rahat yaşayacağı yerde memleketidir. Onlardan daha sadık dost olmaz.
Ana kızına taht kurmuş, baht kurmamış. İnsan evladına her şeyi alabilir. Her türlü maddi imkanı sağlayabilir ama onun bahtını talihini değiştiremez. Talihi ne ise o olur.
Ana rahminden geldik pazara kefen aldık gidiyoruz mezara. Hayat bir yol. Doğarız büyürüz ölürüz bütün uğraşmalar gayretler boş. Sonuçta bizimle gelecek olan sadece kefenimizdir. Tıpkı kefen alıp mezara gitmek gibi
Ana yılan, sözü yalan, karı çiçek, sözü gerçek. İnsan karısını anasından çok fazla severse gözünde ikisinin değerleridir. Ana kötü ve yalancı, eş güzel ve doğru sözlü.
Anadan emdiği süt burnundan gelmek. Yaptığı işte çok büyük sıkıntılara  Katlanmak
Anadan sıska, ne yapsın muska. Kökü çürük, tedavisi olanaksız kişiler için söylenir.
Anan turp, baban şalgam. Görgü, bilgi sahibi olmayan insanların yetiştirdiği çocuklar için kullanılır.
Anamın ekmeğine kuru, ayranına duru demem. İnsan ne olursa olsun anasını başkalarına kötülememeli
Anasına bak kızının al kenarına bak bezini al. Kız evladı huylarını anasından alır. Onun için kız alırken anasına bakmalı tıpkı kumaş gibi kenarına bakınca kumaş hakkında bilgi sahibi oluruz.
Anasını bellemek. Birine (özellikle erkekler için) en duyarlı konuyu örnek göstererek büyük bir kötülük yaptığını söylemek
Anasının gözü. Çıkarcı, hileci, dalavereci, kurnaz kişi.
Anasının nikâhı. Uzak bir yer.
Anasının nikâhını istemek. Satacağı malın karşılığında çok fazla bedel istemek.
Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az. İnsan eğer anlayışlıysa ona bir kere söylemek yeter de artar bile eğer insan anlayışsızsa söyleneni anlamıyorsa ona bin kerede söylesen davul zurna ile de çağırıp söylesen fark etmez. Anlamaz.
Ant içmek: Yemin etmek.
Ar dünyası değil kar dünyası. İnsanın namusuna halel gelmedikçe nasıl olursa olsun yaptığı her işte kar peşinde koşmalıdır. İşin kalitesi dürüstlüğü ahlakı önemli değildir.
Ar namus tertemiz. Namus ve utanma duygularından tamamen sıyrılmış.
Ar gözden, kar  yüzden anlaşılır. İnsan utanma duygusu taşıyorsa gözlerini utanç verici şeylerden kaçırır böylece gözlerinin hareketinden ar sahibi olduğu belli olur. Aynı şekilde kar eden kazanan insanın yüzünden neşe eksik olmaz buda kazancını yüzünden belli eder.
Arı satmış (yemiş), namusu kiraya (tellala) vermiş (arkasına atmış). Namus duygusundan uzaklaşmış, utanmaz, kötü yola sapma noktasına gelmiş kişiler için kullanılır.
Arap atının yanında bulunan ya huyundan, ya tüyünden. İnsan eğer kaliteli soylu birinin yanından bulunursa ondan maddi veya manevi mutlaka etkilenir.
Arayan belasını da bulur Mevla’sını da. İnsanlar bir şeye ulaşmaya kesin olarak karar verir ve peşinde koşturursa sonunda mutlaka ona ulaşır. İster iyilik olsun isterse kötülük.
Ardıcın közü olmaz, yalancının sözü olmaz. Nasıl ki ardıç ağacı yanınca hemen göçer söner közü olmazsa yalancı insanda yalan konuştuğu için güvenilecek sözü olmaz.
Arife günü aşa ne, bayram günü tıraşa ne. Her şey zamanında yapılmalı amacına uygun yapılmalı zamansız amaçsız yapılan işten bize ne
Arı bal alacak çiçeği bilir. Akıllı insan bir işi nasıl yaparsa başarılı olacağını bilir ve ona göre hareket eder.
Arı gibi eri olanın dağ kadar yeri olur. Erkeği arı gibi çalışkan olanın dağlar taşlar kadar arazisi malı mülkü olur.
Arı kızdıranı sokar. İnsana herkesten değil zarar verdiği kişilerden darbe gelir. Eğer kimseye dokunmazsa kimseyi rahatsız etmezse kimsede onu rahatsız etmez.
Arı gibi çalışmak. Hiç durmadan tembellik yapmadan çalışmak. Çok çalışmak. Zamanını faydalı işler yapmak için değerlendirmek.
Arı kovanına çomak sokulmaz. İnsan kendisine zara verebilecek kendisi için tehlikeli olabilecek yerlerden uzak durmalı.
Arık altından tarla bağışlamak. Çıkar yolu göstermek, bu sözü vermek.
Arife günü yalan söyleyenin bayram günü yüzü kara çıkar. Yapılan mutlu bir işin son günü yalan konuşanlar işin gerçekleştiği gün yalanı ortaya çıkınca yalancılığı yüzüne vurulur. Onun için insanlar bir şeyi konuşacağı vakit iyi düşünmeli iyi hesap yapmalı sözünün doğruluğundan emin olmadıkça konuşmamalı.
Arife tarif gerekmez. İşini nasıl yapacağını bilene ne yapması gerektiği konusunda bilgi vermek gerekmez.
Arka kapıdan çıkmak. : Bir şey öğrenmeden okul ya da isten ayrılmak, mezun olmak.
Arkası yufka. Yaslandığı, dayandığı, güvendiği kişiler güçlü ve sağlam değil.
Arkadaşı dıştan değil, içten seç. İnsan arkadaşını dış görünüşü kılık kıyafeti ile değil ahlakıyla dürüstlüğüyle davranışlarıyla değerlendirip seçmeli.
Armudu soy ye elmayı say ye. Armudu soyarak ye çünkü kabuğu mideye zarar verebilir. Aynı şekilde elmayı da aşırıya kaçmamak için sayarak ye, fazla yersen zararlı olabilir.
Armudun iyisini ayılar yer. Malın iyisini işin güzelini beceriksiz, kaba ondan anlamayan kişiler alır.
Arpa verilmeyen at kamçı zoruyla yürümez. İnsanın çalışırken istediği ücreti vermezsen ne kadar zorlarsan zorla istediğin kalitede iş yaptıramazsın.
Arpalık yapmak. Çıkar kaynağı olarak bellediği bir yeri ve kimseyi sürekli olarak sömürmek. Arpalık, bilindiği gibi eskiden kimi din büyüklerine aylık olarak verilen para.
Arpaya katsan at yemez, kepeğe (yal'a) katsan it yemez. Bir kişinin o anda sözü geçen is için uygun olmadığını belirtir. İse yaramaz adam. Efendim, köylerde evcil köpeklere et değil, suyla karıştırılmış kepek verilir. Kimi bölgelerde bunun adı yal’ dır.
Arpayı buğdayı taşlı yerden, kızı kardeşli yerden. Taşlı arazinin buğdayı daha kaliteli olur aynı şekilde kardeşi ola kızı tercih et hem ahlaksızlıklara sataşmalara karşı korunmuş olur hem de kardeşlerine hizmet ederek eş ve ailesine karşı nasıl hareket edeceğini bilir.
Arşını ile alır, sındısı ile keser. Bu söz, isine gelen konuyu ya da bir şeyi istediği gibi kullanan, yürüten kişilere yakıştırılır. Arşın, bilindiği gibi eski bir uzunluk ölçüsü. Sindi, isim; "makas” ın Osmanlıca ’da ki karşılığı.
Asıl asmaz, bal kokmaz. Kişi iyi yetişmişse onu kolay kolay yolundan döndüremezsiniz. Kolay kolay ahlakını bozmaz.
Asi için hası da yanar. Bir toplumda kötü insanlar varsa onların yüzünden iyi insanlarda zarar görür karalanır ceza görürler.
Aslan besleyen yemini düşünmez: Büyük işlere girişenler onun getireceği her türlü zorluğu masrafı göze almıştır.
Aslan kükrerse atın ayağı kösteklenir. Cesur güçlü insanın etkisini göstermesi zayıf insanları iş yapamaz hale getirir.
Aslan varken kediye ciğer düşmez. Güçlülerin olduğu yerde zayıfların yaşaması zordur.
Aslan yattığı yerden belli olur. Kişi kendini ne kadar anlatırsa anlatsın onu en iyi gösteren bulunduğu ortam bulunduğu çevredir. İnsanlar onun bulunduğu ortama bakarak hakkında karar verirler.
Aslanın ağzından altın çıkarmak. Çok zor şartlardan iyi sonuçlar çıkarmak.
Aş pişe pişe koyulaşır. Nasıl ki yemek pişe pişe kıvamına gelirse insanda olayları yaşaya yaşaya tecrübe sahibi olur. Hayatı öğrenir. Yaşantısını zamanla düzene sokar.
Aş taşınca kepçeye baha olmaz. Hiç kıymeti olmayan önemsiz gibi görülen bir alet ihtiyaç duyulduğunda paha biçilemez hale gelir.
Aşını, eşini işini bil. İnsan huzur ve mutluluk içinde sağlıklı olarak yaşamak istiyorsa eşini işini ve yiyeceğini iyi seçmeli sağlığına yaşamına aile içi ilişkilerine dikkat etmeli.
Aşk ağlatır dert söyletir. İnsan aşkını içinde taşır başkalarına anlatamaz, onu ifade etmenin tek yolu ağlamaktır. Aynı şekilde insan derdine çare bulmak için de derdini herkese anlatır.
Aşka gelmek. Heyecana kapılmak, coşku içinde olmak.
Aşure yemeye giden kaşığını yanında taşır. İnsan bir iş yapmaya niyet edip başlamadan onunla ilgili araç gereci de ayarlamalıdır.
At anası. İri yarı, erkeksi kadınlara bir yakıştırma.
At bulunur meydan bulunmaz, meydan bulunur at bulunmaz. Bir işin başarılabilmesi için gerekli şartların oluşması gerekir. Eğer bir olur diğeri olmazsa o iş kolay kolay başarılamaz.
At ile avrat yiğidin bahtına. İnsanın bineceği de evleneceği eşi de şansına kalmıştır. Zorla olacak şeyler değildir.
At ile eşek yarışamaz. İnsan haddini bilmeli ve boyundan büyük işlere kalkışmamalı sonra yarı yolda kalır.
At ile yola giden eşeğin vay haline. İnsan haddini bilmeli ve boyundan büyük işlere kalkışmamalı sonra yarı yolda kalır. Hem işini yapamaz hem de harap olur.
At kaderi it kaderi ille de avrat kaderi. İnsanın şansı iyi olun kötü olsun ama mutlaka kadın şansı olsun.
At ölür meydan kalır yiğit ölür şan kalır. Kişi ölünce hayatta iken yaptıklarına bağlı olarak adı anılır. Aynı şekilde at ölünce gezip koştuğu yerler beslendiği yerler boş kalır. İnsan öldükten sonra adının yaşamasını istiyorsa güzel şeyler yapmalı insanlara iyi davranmalıdır. Yoksa unutulur gider.
At sahibine göre kişner. Kişinin yaptığı işteki başarısı mahareti o işin yöneticisine göre değişir.
At yedi günde it yediği günde belli olur. İnsan bulunduğu yere göre kişiliğini zamanla ortaya koyar asaletini gösterir. Saygınlığını gösterir. Hemen karakterini ortaya koyanlar kişilik olarak gelişmemiş basit karakterli kişilerdir.
Ata da soy gerek ite de. Kim olursa olsun insanın kendini anlatabilmesi tanıtabilmesi için mutlaka bir ata bir soy bir geçmişi gerekir ki kendini göstersin. Kendini ifade etsin.
Kişi karşısındakini tanımaya kalktığında önce onun aslını asaletini sorar sonra diğer özelliklerine bakar.
At elin, it elin, bize ne! Oralı olmayan, başkasının isine karışmayanların kullandığı bir söz.
At görür aksar, su görür susar. Gördüğü her şeye özenen, gerekmese de sahip olmak isteyen kişilere söylenir.
Ata dostu oğula mirastır. Büyüklerimizin dost bildiği kişiler bizim içinde dosttur hiçbir zaman onları unutmamalı her zaman hatırlamalıyız. Zorda kalınca da ilk önce onlara başvurmalıyız.
Ata eyer gerek, eyere er gerek. Bir işin yapılabilmesi için o işi yapacak alet araç gerekli ama asıl önemlisi o aleti aracı kullanacak bilgi ve beceriye sahip insan gereklidir.
Ata oğula bir bağ verir, oğul ataya salkım vermez. Büyükler cömerttir evlatlarından hiçbir şey esirgemez ama küçükler aynı şeyi yapmaz. Aynı cömertliği büyüklere göstermez.
Atası neyse ötesi odur. Kişinin kendisi neyse sonradan gelen nesli de o huy o ahlak o davranış üzerinde olur. Veya kişi dedeleri ne ise onların ahlakı üzerine olur.
Ata nal çakıldığını görmüş, kurbağa ayaklarını uzatmış. Hak eden bir kimsenin karşısında bunu hak etmemiş bir kişinin gocunması, istekte bulunması. Kişinin kendini bilmemesi.
Atam bilir atasını, ben bilirim ötesini. Karsıdakilerin nereden nereye geldiklerini, soyunu, sopunu, ne mal olduklarını bildiğini iddia eden kinayeli söz.
Ateş bacayı sardı. Durum tehlikeye girdi, olan oldu.
Ateş düştüğü yeri yakar. Yangın sel gibi büyük afetlerde herkes etkilenir herkes zarar görür, ama ölüm gibi acı olaylarda ölümü yaşayanlar asıl acıyı çeker. Başkaları üzülür ama hiçbir zaman gerçek acıyı yaşayanların acısını başkaları çekmez
Ateş olsa cirmi kadar yer yakar. Meydan okuma sözü. Çok güçlü olsa ne kadar zarar verebilir ki? Her şeyi göze almak. Cirmi, Arapça hacim, büyüklük, oylum.
Ateş olmayan yerden duman tütmez. Eğer bir yerde bir olay olmamışsa onunla ilgili bir şey söylenmez. Söyleniyorsa mutlaka bir şeyler olmuştur.
Ateşe körükle gidilmez. Bir yerde bir olay bir husumet varsa oraya insanları kışkırtmaya insanlar arasındaki kavgayı kızıştırmaya değil yatıştırmaya gitmeli husumetleri düşmanlıkları kışkırtmamalıyız.
Ateşin üzerine ateşle gidilmez. Bir yerde bir olay bir husumet varsa oraya insanları kışkırtmaya değil yatıştırmaya gitmeli husumetleri düşmanlıkları kışkırtmamalıyız.
Atı alan Üsküdar’ı geçmiş. Erken kalkan işine zamanında giden amacına ulaşır. Tembel olan olduğu yerde sayıklar.
Atılan ok geri  dönmez. Bir iş başladıktan sonra artık geriye dönüşü olmaz. Onun için işe başlamadan önce iyi düşünmeli ve sağlıklı karar vermeli.
Bir işe karar verdikten sonra artık o iş hedefe varır önemli olan onu başlatmaktır. Sonrası gelir.
Atın dorusu, yiğidin delisi. Atın renkli olanı yiğidin ise deli olanı cesur olanı sevilir.
Atın ölümü arpadan olsun. İnsan kazanmakla yemekle aradığı şeyi bol bol bulmakla ölmez, ama ölecekse oda bolluktan zenginlikten tokluktan olsun.
Atın önüne it geçer. Toplumda saygın kişiler her zaman önder olur, insanlara önderlik yapar saygı gösterir ve saygı görürler. Bu insanlara karşı saygısızlığı ise ancak bu özelliklerden mahrum olanlar yapar. Aslı asaleti olmayanlar yapar.
Atın ürkeği yiğidin korkağı. Toplumda atın ürkeğinden yiğidin korkağından kimse hoşlanmaz bunların ikisi de bir işe yaramaz.
At da yiğitte tehlikeye karşı her zaman tetikte olmalı tedbirli olmalı.
Atın varken yol tanı, ağan varken el tanı. İnsan elinde imkân varken bunu iyi değerlendirmeli bineği varken yolları gitmek tanımak öğrenmek aynı şekilde büyüğü varken insanları tanıyıp çevre edinmek dost kazanmak gibi
Atına bakan ardına bakmaz. İnsan zamanında hazırlığını yapar gelecek tehlikelere karşı tedbirini alırsa, herhangi bir sorunla karşılaştığı vakit ne yapacağını düşünmez sıkıntı yaşamaz.
Atını nalını mıhını hesap eden at alamamış. İnsan bir iş yapmaya kalkınca her şeyi hesaplamamalı her şeyi hesaplamaya kalkarsa hiç bir şey yapamaz.
Ateş pahası: Olması gerekenden çok daha pahalı.
Attan düşene yorgan döşek, eşekten düşene kazmak kürek. İnsan makam mevki sahibi ise hatırlı kişi ise alındığı vakit herkes imdadına koşar. El üstünde tutulur. Yok, sıradan bir kişiyse bırak iltifatı üstüne üstlük birde ayak işlerine sürülür.
Ava giden avlanır. Kişi başkalarına tuzak kurup kendine menfaat sağlamaya kalkarsa sonunda kurduğu tuzağa kendisi düşer.
Avcı ne kadar av bilse, ayı o kadar yol bilir. Kişi kendi aklını beğenip başkalarına bilgiçlik taslamamalı mutlaka karşısında onun kadar bilen daha birçok kişi vardır ve olacaktır da.
Avucunu yalamak: Boşuna beklemek
Avrat malı kapı mandalı. Evlilikte kadından gelen mal erkeğin devamlı yüzüne vurulur. Onun için erkek tarafından tercih edilmemeli.
Avrat var ev yapar avrat var ev yıkar. Öyle eşler vardır ki aileyi yoktan var eder huzura refaha bütünlüğe kavuşturur, öyle kadınlar da vardır ki aileyi batırır, yok eder, dağıtır.
Avrat ver arpa unundan aş yapar, avrat var buğday unundan keş yapar. Kadın var bütün imkânsızlıklara rağmen çok güzel şeyler ortaya koyar, kimi kadın vardır elinde birçok imkân olmasına rağmen hiçbir şey beceremez.
Ay ayakta, çoban yatakta, ay yatakta çoban ayakta. Kişi yaptığı işten verim almak istiyorsa erken uyumalı dinlenmeli ve erken kalkıp işinin başında olmalıdır.
Ay ışığında ceviz silkinmez. Bir işten verim almak istiyorsan onun için gerekli ortamı bulmalısın yoksa verimsiz şartlarda yetersiz ortamlarda yapılan işten başarı beklenmez.
Ayağa değmedik taş, başa gelmedik iş olmaz. İnsanoğlu bir iş yapmak var olmak yaşamak için mücadele etmek zorundadır. Mücadele ettiği müddetçe de başına her şey gelir.
Bir iş yapılırken insan iyi veya kötü birçok olayla karşılaşabilir, önüne her türlü zorluk çıkabilir.
Ayağını sıcak tut başını serin yaşamak istersen düşünme derin. Eğer uzun yaşamak istiyorsan hem ayağını sıcak tutacaksın hem de her şeyi kendine dert edinip fazla düşünmeyeceksin.
Ayağını alıştırmak. Bir yere gitmeyi alışkanlık haline getirmek için ziyaret etmek. Aynı yere sık sık gitmek. Yabancılık çekmemek için önceden ziyaret etmek.
Ayağını yorganına göre uzat. Giderini gelirine göre yarla. Gelirin den fazla harcama yapma. Sonra sıkıntıya düşersin.
Ayak diretmek: İnat etmek
Ayakları yere basmak: Daha gerçekçi düşünmek. Daha akıllı daha mantıklı
Düşünmek.
Aynan yoksa komşuna bak. Kişi kendini tanımak istiyorsa en yakınındaki insanların hakkındaki düşüncelerini görüşlerini öğrensin. İnsanı en iyi değerlendirecek olan en yakınındaki insanlardır.
Ayranı yok içmeye tahtırevanla (atla) gider helaya. Durumuna, yoksulluğuna bakmadan gösteriş yapmaya, çalışır.
Ayranım ekşidir, diyen olmaz. Kimse kendi malını kötülemez. Herkes kendi malını metheder.
Ayranı kabarmak: Çok sinirlenmek, öfkeli hareket etmek
Ayyar tilki art ayağından tutulur. Tilki gibi kendini çok kurnaz görenler gün gelir hiç ummadıkları şekilde yakayı ele verirler.
Az buz değil: Hiç de küçümsenmeyecek kadar olan.
Az eli aşta gör, çok eli işte gör. Yemeği az insanda pişirir ama işin yapılabilmesi için çok kişiye ihtiyaç vardır.
Azizlik etmek: Şaka yollu aldatmak
Az söyle çok dinle. İnsan eğer sözü dinlenen itibarlı bir kişi olmak istiyorsa her şeye karışmamalı, her önüne gelene akıl vermemeli mutlaka dinlemesini de bilmeli
Az tamah çok ziyan getirir. İnsan tasarruf edeceğim diye basit şeylerin hesabını yapmamalı, sonra basit tasarruflardan büyük ziyanlar zararlar doğabilir.
Az uyku az yemek insanı eder melek, çok uyku çok yemek insanı eder helak: İnsan sağlıklı olmak istiyorsa uykuyu az uyumalı yemeği az yemeli aşırı yemek aşırı uyku insanın sağlığını bozar. İnsanı mahveder.
Aza kanaat etmeyen çoğu hiç bulmaz. Kişi bulduğuna kanaat etmez çoğunu istese onu da bulamaz. En büyük varlık kana attır.
Azıksız yola çıkanın iki gözü el torbasında kalır. İnsan bir işe başlarken tedbirini önceden almalı eğer tedbirini almazsa zorda kaldığı vakit başkalarından yardım bekler.

Sayfa sayfa atasözleri ve deyimlerle açıklamaları

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Öğretmen şiirleri

HEM 1. Kademe okuma – yazma kursu zümre öğretmenler kurulu

Özel Eğitim Uygulama Okulları (III. Kademe) İş ve Beceri Uygulamaları dersine ait taslak öğretim programları