D Harfi ile başlayan atasözleri ve deyimler
Dağ
ayısı: Görgüsüz,
Kaba, Çok cahil
Dağ
başına kış gelir, İnsanın başına iş gelir. Dağların
başından nasıl ki kış boyunca fırtına kar eksik olmazsa
insanın başına da hayat boyunca birçok şey gelir. Bunu bilmeli
ve kendimizi buna göre hazırlamalıyız.
Dağ
başında çam kadı, pelit müftü. Her
şey birbirine karışmış kim ne yapıyor belli değil. Ne arayan
var nede soran.
Dağ
başından duman eksik olmaz. Büyük
kişilerin veya büyük iş yapmaya kalkanların başında mutlaka
sıkıntılar dertler vardır. Bu kişilerin sıkıntısı derdi
başlarından eksik olmaz.
Dağ
dağ üstünde olur, ev ev üstünde olmaz. Dağın
bir başka dağ üzerine konması imkânsızdır. Ama daha imkânsız
olanı bir ailenin üstüne başka bir ailenin de yük olmasıdır.
Belki dağı başka bir dağ üzerine koymaya insanın gücü yeter
ama bir ev yanında başka bir evin de yükünü çekmek kimsenin
yapabileceği iş değildir.
Dağ
dağa kavuşmaz, insan insana kavuşur. Dağ
dağa kavuşmaz çünkü bunun fiziki olarak imkanı yoktur ama insan
insana mutlak kavuşur. Dost düşman kim olursa olsun kader mutlaka
onları karşı karşıya getirir. Yeter ki sağlık olsun.
Dağ
ne kadar yüce olsa yol onun üstünden geçer. Kimse
kendini büyük görmemeli mutlaka kendinden de başkalarına karşı
daha zayıf olduğu noktalar vardır.
Dağ
ne kadar sarp olsa da yol üstünden aşar. İnsan kendini
büyük görmemeli erişilmez görmemeli gün gelir onu da alt
edecekler olur. Şartlar ne kadar zor olursa olsun mutlaka o şartları
aşacak bir çare vardır veya bir çare bulunur.
Dağın
gözü ,yolun da kulağı var. İnsan
sırrını saklamayı sırlarını olur olmaz yerde konuşmamayı
bilmeli. Bu nerede olursa olsun en sakın sessiz yer dağ bile olsa
yol bile olsa böyledir. Sanmadığın yerlerde senin yapacağın bir
iş söyleyeceğin bir söz birçok kişi tarafından duyulabilir,
bilinebilir. Nasıl olduğunu da anlamazsın.
Dal
ağacı gösterir. Görünen
bir şeyi anlatmaya gerek yok. Herkes bakıp gördüğü ile
değerlendirir.
Dalına
basmak:
Duyarlı olduğu
konulara değinmek
Damdan
düşmüşün halini damdan düşen anlar. Bir
insanın derdini ancak aynı derdi yaşayan insan anlar, başkaları
onu anlamaz ezbere konuşur.
Damlaya
damlaya göl olur, damlacıktan sel olur. Küçük
tasarruflar birikerek büyük varlıklar meydana gelir.
Damlayı
hor görenin yurdu yanar çöl olur. İnsan
hiçbir şeyi küçümsememeli hor görmemeli çok küçük
birikintiler büyük varlıklara dönüşür. Bu su damlası bile
olsa o damlalar ki onların bir araya gelmesi ile nehirler göller
oluşur.
Danışan
dağı aşmış, danışmayan yolunu şaşmış. İnsan
anlamadığı bir konuda mutlaka başkalarına akıl danışarak
işini başarır yok eğer başkalarına danışmadan iş yapmaya
kalkarsa mutlaka başarısız olur. Her şeyi eline yüzüne
bulaştırır.
Dar
Kafalı:
İleri görmekten
aciz, Basit düşünceli
Dara
düşmek:
Zor durumda
kalmak, zorlanmak
Darı
unundan baklava, incir ağacından oklava olmaz.
Baklava yapabilmek için kaliteli una ihtiyaç vardır. Her undan
baklava olmaz aynı şekilde kolay kırılan ve biçimsiz olan incir
ağacından da oklava olmaz.
Kalitesiz
ürünlerden kaliteli malzeme olmaz.
Davacın
kadı olursa yardımcın Allah olsun. Seni
yargılayacak olan senden davacı ise Allah yardım etsin çünkü
mutlaka o kendini haklı çıkaracaktır.
Davetsiz
gelen döşek siz oturur. İnsan
davet edilmediği yere giderse karşılaşabileceği her türlü
ortama hazırlıklı olmalı veya hiç de arzu ettiği gibi
karşılanmayacağını bilmelidir.
Davul
dengi dengine vurur. Birlikte
yaşayacak kişilerin evlenecek kişilerin birbirine denk olmaları
huzurlu olmaları açısından önemlidir.
Kişi
kendine arkadaş olarak seçeceği insanı iyi seçmeli maddi ve
manevi olarak kendine denk insanı seçmeli ki ilerde aralarında
anlaşamayacakları konular olmasın.
Davul
görür oynar mihrap görür ağlar. Kararsız
her gördüğü ortama göre değişen insanlarla bir iş yapılmaz.
İnsan kararlı olmayı bilmeli. Her gördüğü durum karşısında
karar değiştirmemeli.
Davul
zurnayla tavşan avına gidilmez.
İnsan kafasından gizli bir işi yapmayı planlayıp
gerçekleştirecekse bunu aşikâr edecek davranışlardan uzak
durmalıdır. Başkalarına durumunu belli edecek hareketler
yapmamalıdır.
Davulu
biz çaldık parsayı el topladı. İşi
biz yaptık ama kazancını başkaları aldı.
Davulun
sesi uzaktan kulağa hoş gelir. İnsan
bir işin içine girmedikçe onun zorluklarını çekmedikçe nasıl
olduğunu yaşayıp görmedikçe işin aslını bilemez. Dışarıdan
bakınca kolay görünür ama yapmaya kalktığında birçok sorunla
yüz yüze gelir.
Debbağ
sevdiği deriyi yerden yere vurur. İnsan
sevdiklerini samimi olduğu kişileri yaptığı hatadan dolayı en
ağır şekilde eleştirir ki bir daha aynı hatayı yapmasın.
Kendisine ve çevresine daha faydalı insan olsun.
Dedenin
yediği ekşi erik torunun dişini kamaştırır. Dedenin
yaptığı yanlış iş torununa kadar gider o bile onun etkisini
hisseder.
Defterden
silmek:
Unutmak,
Artık önemsememek
Defteri
dürmek:
Öldürmek,
İşi bitirmek, hesabını görmek
Değer
biçmek:
Fiyatını belirlemek
Değirmen
iki taştan, muhabbet iki baştan. Eşler
veya ortaklar gibi ilişkilerde sevgi saygı karşılıklı olmalı
yoksa tek taraflı olan ilişkiler her zaman yıkılmaya mahkûmdur.
Değirmene
önce gelen ununu önce öğütür. İşine
erken giden işini mutlaka geç gelenlerden önce bitirir.
Değirmenin
damı karanlıktır ama dönüşünden belli olmaz, bir köpekte
keramet çoktur ama uluyuşundan belli olmaz, bir kadın kocasına
düşmandır ama gülüşünden belli olmaz. Herkesin
her şeyin kendine göre sırları özellikleri vardır ama bu
onların görünüşünden duruşundan ve seslenişinden belli olmaz
ancak onları görüp kullanmalı onlarla yaşamalı ve onlarla
sıkıntı içine girmeli ki onların gerçek niyetlerini bilesin
anlayasın.
Dere
kenarına ev yaparsan sel alır dağ başına ev yaparsan yel
alır .Bir
işi yapacağın vakit şartları iyi hesaplamalısın sakat işlere
zamanını harcamamalısın. Eğreti yapılan iş mutlaka yıkılır
gider sorumlusu da kendin olusun
Deli
arlanmaz, sahibi arlanır. Saygısız
kişiler yanlış işler yaptıklarında utanmazlar. Ama onların
yakınları aile bireyleri utanır mahcup olurlar.
Deli
deli akanı, bura bura tıkarlar. Kişi
haddini bilmeden saçma sapan işler yaparsa sonunda onu sert
tedbirlerle kontrol altına alırlar.
Deli
deliden hoşlanır, imam ölüden . Kişi
yararlanabileceği kişiden hoşlanır onunla ilişki kurar.
Deli
deliyi görünce çomağını saklar. Kişi
çekindiği kişiyle karşılaştığında ondan kendisine zarar
gelebilir düşüncesiyle onu rahatsız edecek her tür davranıştan
uzak durur.
Deli
ile davetli bildiğini yapar. İki
kişi vardır ki onlara güç yetirmek güçtür biri delidir. Aklı
olmadığı için bildiğini yapar kimse ona niçin bunu böyle
yaptın diye soramaz. Aynı şekilde devlete de niçin böyle yaptın
diye kimse soramaz çünkü o her şeyin üstündedir. Gücü
herkesedir.
Deli
ocağında derviş türemez. Kafası
çalışmayan cahil bilgisiz insanların oluşturduğu bir toplulukta
aklı başında insan bulmak zordur.
Deliye bal tattırma, köyde katran tulumu kalmaz. Akılsız olana bir şeyi tattırma bir kere tadını aldı mı artık çevrede ne var ne yok ona benzeyen her şeyi elde etmek içi can atar.
Deliye bal tattırma, köyde katran tulumu kalmaz. Akılsız olana bir şeyi tattırma bir kere tadını aldı mı artık çevrede ne var ne yok ona benzeyen her şeyi elde etmek içi can atar.
Deliye
her gün bayram. Hiçbir
şeyi kendine dert edinmeyenler kendi dilediği gibi başına buyruk
yaşayanlar istediği zaman istediğini yapanlar için bayramın
belli bir gün olması önemli değildir. Onun için her gün bayram
sayılır.
Demir
ıslanmaz deli uslanmaz. Nasıl
ki demiri ne yaparsan yap ıslanıp yumuşamazsa akılsız insana ne
yaparsan yap o aklını başına alıp uslu hareket etmez.
Demir
tavında dövülür. Bir
iş yapmak istiyorsak mutlaka onun zamanının iyi ayarlamalıyız.
Zamansız yapılan işten bir hayır gelmez. Başarıya ulaşılmaz.
Demirciyi
odun küreği ile gömmüşler. Kişi
bilgisi becerisi sanatı ile herkese faydalı olurda kendine bir
faydası olmaz. Kendi işini aksatır.
Denize
düşen yılana sarılır. İnsan
çaresiz kalınca nereden bir fayda görse oraya koşar. Oradan
yardım alır. Onun daha sonra Zararlı olabileceğini bilse bile
Derdini
söylemeyen derman bulamaz. Eğer
kişi bir darda kalıp ta yardım almak istiyorsa önce derdini
söyleyip yardım istemeli. Yoksa derdini bilmeyen insanlar ona
yardım edemez.
Derdini
vaktinde ağla. İnsan
bir derdi sıkı tısı varsa bunu zamanında söyleyip çaresine
bakmalı zamanı geç tikten sonra elden bir şey gelmez. Boşuna
dövünürsün.
Dere
geçerken at değiştirilmez. Bir
iş çalışanlara yaptırılırken herhangi bir nedenden dolayı
işin ortasında kalkılıp işçiler değiştirilmez.
Dereyi
görmeden paça sıvanmaz. İnsan
bir işin sonunu nereye vardığını görmeden kalkıp o işin
sonuçları ile ilgili olarak iş bitmiş gibi değerlendirme
yapmamalı
Dert
ağlatır, aşk söyletir. İnsan
derdini dökmek rahatlamak için ağlar eğer insan âşıksa aşkını
bildirmek içinse konuşur anlatır söyler. İçini boşaltır
rahatlar.
Dert
bir olaydı, ağlamak kolay olaydı. İnsanın
derdi bir tane olursa oturur onun için ağlar ama insanın derdi bir
tane olmazsa ona ağlamak yetmez daha fazlası gerek.
Dert
çekene göredir. Kişinin
derdinin verdiği üzüntü ve keder kendine göredir. Birine göre
çok ağır ve elem verici olan bir dert başka birine göre hiçte
önemli olmayabilir.
Derviş
dervişi tekkede bulur. İnsan
kendi kafa dengini ancak düşüncelerini paylaşabileceği yerde
bulur.
Dervişe
git demezler lokmasını keserler.
Bir yerde misafirlik uzun sürünce misafire git denilmez ama ona
yapılan ikramda kısıntıya gidilerek onun gitmesi sağlanmaya
çalışılır.
Dervişin
fikri ne ise zikri de odur.
Kişiyi çok yakından ilgilendiren konular onun davranışlarını
da etkiler.
Desti
kırılınca yol gösteren çok olur.
Önemli olan bir işi zarar görmeden düşünüp çözüm
üretmektir. Zarar olduktan sonra verilen aklın kimseye faydası
olmaz.
Destursuz
bağa girilmez. İzin
alınarak yapılması gereken bir işi, izin almadan yapan göreceği
cezaya da katlanmak zorundur.
Deve
ağır gider ama yol alır. Kişi
iş yaparken hızlı olmayabilir ama sağlam iş yapar. Yaptığı
işte hedefe varır.
Deve
büyüktür ama beşini bir eşek yeder.
Topluma liderlik etmek toplumu yönetmek için boyca veya fiziki
büyüklük değil bilgi ve beceri önemlidir.
Deve
boynuz ararken kulaktan olmuş. İnsan
bir işi yaparken iyi hesap yapmalı çok kazanacağım derken elinde
olanı da kaybedebilir.
Deve
Kâbe ye gitmekle hacı olunmaz. İnsan
hacca gitmekle hacı olmaz önce haccın gereklerini yerine getirmeli
o ahlaka sahip olmalı ondan sonra hacca gitmeli.
Deve
kendi kamburunu görmez, karşısındakini görür. İnsan
kendinin büyük hatasını görmez, başkalarının hatalarını
arar görmeye çalışır. Hâlbuki insan önce kendi hatasını
görmeli başkalarının hatalarını aramamalı.
Deveci
ile dost olan kapısını büyük açar. Kişi
görüştüğü, düşüp kalktığı insanları iyi seçmelidir.
Eğer çevresindeki insanlar zengin varlıklı insanlarsa kendi de
zengin varlıklı olmak zorundadır.
Deveyi
güden, ahuyu yutan bilir. Bir
işin zorluğunu onu yaşayan bilir. Başkaları ne anlatırsa
anlatsın nafile ezbere konuşmak olur.
Deveyi
yardan uçuran bir tutam ottur. İnsan
küçük bir menfaat peşinden koşarsa başına umulmadık
tehlikeler gelebilir. İnsanı büyük tehlikelere sürükleyen çok
basit menfaatlerdir.
Devlet
kuşu:
Büyük ikramiye
Devletin
malı deniz, yemeyen domuz. Devlet
işinde çalışıp ta helalinden kazanmayı bilmeyenler için
söylenir. Devletin malı sonsuzdur bitmez tükenmez herkese açıktır
sende bir yolunu bul ve bir miktar al faydalan bunu yapmayan
enayidir, aptaldır.
Devletliye
dokun geç, fakirden sakın geç.
Zengine dokun geç nede olsa zengindir azda olsa sana bir fayda bir
menfaat temin edebilir. Fakirden sakın geç çünkü onun zaten
yapacak verecek bir şeyi yoktur olsa kendisine fayda sağlardı.
Devletliyle
deli bildiğini okur. İki
kişi vardır ki onlara laf anlatmak imkânsızdır. Biri delidir ne
anlatırsan anlat anlamaz o bildiğini yapar, diğeri devlettir o
emretti mi artık geri dönüşü olmaz. Onu yapmak zorundayız.
Dışı
senin yakar içi beni yakar.
Dışardan baktığında gördüğün kişinin sadece dış
görünüşüdür onun gerçek yüzünü ben bilirim sen dıştan
görüp çok beğenirsin ama bana sor onun ne kadar kötü işe
yaramaz biri olduğunu.
Dışından
baktım bir yeşil türbe, içine girdim tövbe Allah'ım tövbe.
Bir şeyi tam olarak tanımak için dışından bakmak yeterli olmaz
hem yanına gidip incelemeli hem de içine girip neyin ne olduğunu
görmeli ve anlamalı ve ona göre karar vermeliyiz.
Dibi
görünmeyen tastan su içme. İnsan
bilmediği sonunu göremediği bir işe girmemeli sonra pişman
olabilir.
Dikensiz
gül olmaz. Her
güzelin, her güzel şeyin mutlaka bir zorluğu bir çirkinliği bir
olumsuzluğu vardır. İnsan her istediğini dörtdörtlük bulamaz.
Dilden
gelen elden gelse her dilenci padişah olur. İnsan
konuştuğu kadar becerikli de olsa mutlaka bütün istekleri yerine
gelir.
Dilencinin
hakkından dolandırıcı gelir. Bir
sahtekârın hakkından ancak daha büyük bir sahtekâr gelir.
Dilencinin
torbası dolmaz. İnsan
ele muhtaç olmayı elden istemeyi alışkanlık haline getirmesin
sonra ardı arkası gelmez.
Dilenciye
borçlu olma ya düğünde ister ya bayramda. İnsan
fakire zavallıya borçlu olmamalı haddini bilmeyene borçlu
olmamalı. Böyle insanlara borçlu olan karşılaşacağı her türlü
duruma da hazırlıklı olmak zorundadır. Çünkü bu insanların
alacağını nerede ne zaman isteyeceğini kestirmek güçtür.
Dili
açılmak: Çok konuşmak.
Dili
uzun:
Çirkin kırıcı
konuşan
Dilinde
tüy bitmek:
Söylemekten usanmak
Dini
bütün: Çok dindar,
dinin bütün gereklerini yerine getiren
Dinsizin
hakkından imansız gelir. Zalim
merhametsiz acımasız olanların hakkından ancak daha zalim daha
acımasız daha merhametsiz olanlar gelir.
Diş
bilemek:
İntikam almak
için sürekli aklından geçirmek, İntikam planları yapmak.
Dişe
dokunur:
İşe yarar.
Doğmamış
çocuğa don biçilmez. Ne
olacağını nasıl olacağını bilmeden ortada hiçbir şey yokken
bir iş hakkında karar verilmez.
Doğru
ata binerken yalan dağı dolaşmış.
Doğru söz itibar görmez insanlar arasında pek yayılmaz ama
insanın işine gelen yalan söz her tarafa anında yayılır.
Doğru
duran hür yaşar, doğru durmayan zor yaşar. Kişi
doğru sözlü dürüst çalışkan olursa kimseye minnet etmez,
başkalarına minnet etmez kendini zorda bırakacak durumlar yaşamaz
ama bunun aksi bir yaşantı insanın başına her türlü gaileyi
açar.
Doğru
söz yemin istemez. Kişi
konuşurken doğruyu söylerse birde bunu ispat etmek için yemine
ihtiyacı yoktur.
Doğru
söze akan sular durur.
İnsanın sözü ve kendisi doğru olmalı kişi olaylar karşısında
doğru sözü söyledikten sonra artık kimsenin diyecek bir şeyi
olamaz.
Doğruluk
minarede kalmış (onunda içi eğri).Artık
herkes yanlış ve hileli işler üzerindedir. Doğru kimse
kalmamıştır. Bir tek minarede kalmıştır onunda içi eğri.
Dıştan göründüğü gibi değil
Doğrunun
yardımcısı Allah’tır. İnsan doğru
olunca kısa vadede kaybetse bile kimse ona destek olmasa bile onun
en büyük yardımcısı Allah’tır.
Doğruyu
söyleyeni dokuz köyden kovarlar. Günümüzde
artık doğruluk azalmış herkes menfaati peşinde koşmaya başlamış
doğruluk yerine insanlar menfaatlerini tercih eder olmuştur bu
nedenle işlerine gelmeyen doğruları söyleyenleri kimse sevmez.
Herkes ondan uzak olmak ister.
Dokuz
kadın birikse zahmeti doğuran çeker. Bir
işin başına birçok insan birikse de işin yapılmasında asıl
eziyeti onu gerçekleştiren çeker. Ötekiler ise sadece izler
üzülür ah vah eder oradan öteye geçmez.
Domuz
derisinden post düşmandan dost olmaz. Müslüman
için domuz haramdır. Onun hiçbir şeyi kullanılmaz derisi bile
olsa. Aynı şekilde düşmandan da hiçbir zaman dost olmaz. Düşman
her zaman düşmanlığını gösterir.
Dona
kalmak:
Heyecandan hareket edememek. Kıpırdayamamak. Heyecandan hiçbir şey
söyleyememek.
Dost
acı söyler. İnsan
eğer yanlış işler yapıyorsa onun yanlışını düzeltmek için
hoşuna gitmese de ancak dostu doğruyu söyleyip onu yanlıştan
alıkoyar.
Dost
başa bakar düşman ayağa: İnsan giyinmesini
de konuşmasını da bilmek zorundadır. Dostları onların
yükselmeleri için başlarına bakar düşman ise alçalması kayıp
düşmesi için ayağa bakar.
Dost
beğenmeyen dostsuz kalır. İnsan
çevresindeki herkeste bir kusur bulur ve kendine göre dost aramaya
kalkarsa dostsuz kalır. İnsanları hataları sevapları ile kabul
etmeli ve dostluk yapmalıyız.
Dost
dostun eğerlenmiş atıdır. İnsanların
zor gününde dar gününde onların imdadına koşan yardımına ilk
koşacak olan dostudur. İnsanı büyük bir hatadan alıkoyacak
olan dostudur.
Dostluk
başka alışveriş başka. İnsan
ticarette dost düşman ayırmaz. Hakkı ne ise onu söylemeli yoksa
batar.
Dostun
ağzı aranmaz, düşmanın ağzı bağlanmaz. İnsan
dostunun konuşmalarını acaba benim için kötü bir şey mi
söyleyecek diye düşünmemeli aynı şekilde düşmanını nasıl
sustururum hesabı yapmamalı çünkü ne yaparsan yap sana düşman
olan bir yerde kalkıp bir şeyler söyleyecektir. Onun ağzını
bağlayamazsın.
Dostun
attığı taş baş yarmaz. İnsana
dostundan zarar gelmez. Dost daima doğru şeyler söyler insanı
yanlıştan korur.
Dostun
sözü kalpten vurur. İnsana
yabancıların veya düşmanının söylediği kötü söz bir yere
kadar etkiler ama dostunun söylediği kötü söz onu derinden
yaralar üzer.
Dudak
ısırmak: Olay karşısında
çok heyecanlanmak, Hayret etmek, şaşırmak
Dut
ağacı yaprak açtı soyun, yaprak döktü giyin. Dut
ağacı gelecek mevsimin habercisidir. Eğer yaprak açmışsa
havalar ısındı bahar geliyor demektir, yok eğer yaprağını
dökmeye başlamışsa artık kış geliyor havalar soyunacak
hazırlıklı ol demektir.
Dudağı
uçuklamak:
Çok fazla heyecanlanmak
Duvarı
nem insanı gam yıkarmış. Nasıl
duvar nem yıpratır yıkarsa insanı da üzüntü aynı şekilde
bitirir. Hasta eder.
Düğün
aşıyla dost ağırlanmaz. İnsan
dostunu ağırlamaya kalkınca ona en güzel ve en özel ikramlarda
bulunmalı yoksa herkese açık olan şeylerle kalkıp dost
ağırlarsak bu ona saygısızlıktır.
Düğün
el ile harman yel ile. Nasıl
ki harmanda buğdayı savurup ambara koymak için rüzgâra
ihtiyaç vardır. Rüzgâr olmadıkça buğday savrulup başağından
kolay kolay ayrılmazsa aynı şekilde düğün dernek yapmak için
de insana komşuları dostları başkaları lazımdır onlar olmadan
hiçbiri yapılmaz.
Düğün
evinde kız, yaylada öküz beğenilmez. Her
şey yerinde ve zamanında yapılmalı yeri ve zamanı olmadan
yapılan işler ya başımızı derde sokar ya da bizi gülünç
duruma düşürür.
Düğün
yemeğiyle köpek şişmanlamaz. İnsan
bir şey yapmak bir şey beslemek istiyorsa kendi gelirine kendi
gücüne kendi kaynaklarına güvenmeli yoksa elden alınan şeylerle
bu işler başarılmaz.
Düğüncü
düğünü uzatırsa dövünür. İnsan
yaptığı işi ne kadar uzatırsa o kadar fazla masrafa girer.
Sonrada bu masrafın altından kalkabilmek için kendini parçalar.
Düğüne
gider zurna beğenmez, hamama gider kurna beğenmez. Kişi
kendini beğenmiş çokbilmiş biri ise ona bir şeyleri beğendirmek
ne yaparsan yap zordur.
Dünkü
çocuk:
Çok küçük,
Yaptığı işe göre çok küçük olan
Dünya
iki kapılı bir handır.
İnsan ne kadar yaşarsa yaşasın sonunda mutlaka ölecektir. Onun
için hiçbir şeyin sonu yoktur. Dünyaya bir kapıdan gelir öbür
kapıdan gideriz. Tıpkı bir han gibi bir kapıdan girer hiç
farkına varmadan öteki kapıdan çıkarız.
Dünya
malı dünyada kalır. İster
zengin olalım isterse fakir olalım hiç fark etmez. Bu dünyada
kazanılan her şey burada kalır ölünce bizimle sadece yaptığımız
iyilikler gelir. Onun haricinde hiçbir şey bizimle gelmez.
Dünya
evine girmek:
Evlenmek
Dünyada
mekan ahrette iman. İnsanın
dünyada en büyük ihtiyacı başını sokacak bir evi olmasıdır.
Aynı şekilde ahrete de iman ile göçmektir. Eğer bunlara sahip
olmuşsa ne mutlu ona.
Dünyaya
kazık kakmak:
Ölmeyecek gibi
uğraşmak çalışmak, Uzun ömürlü olmak
Dünyayı
sel bassa ördeğe vız gelir. Kişi
gelişen şartlara göre kendini korumayı bilirse doğacak
afetlerden etkilenmez. Kişi önceden tedbirini alırsa meydana gelen
afetler onu etkilemez.
Dünyanın
öbür ucu:
Çok uzak
yer
Dünyasından
geçmek:
Her şeyi
bırakmak, kendi halime kalmak, Çevresine karşı duyarlılığını
kaybetmek.
Düş
kurmak:
Gelecek ile
ilgili hayal kurmak.
Düş
uykudan sonra olur. Önce
bir iş gerçekleşsin ki ayrıntılarını detaylarını daha sonra
düşünebilelim.
Düşündüklerimizi
söylemek iyidir, düşündükten sonra söylemek daha iyidir.
Açık olmak insanlara karşı açık sözlü olmak iyidir ama
konuşacağın sözü ne anlama geldiğini düşüp te konuşmak daha
iyidir. Olur ya yanlış zamanda yanlış yerde hatalı söz söylemiş
oluruz.
Düşenin
dostu olmaz. İyi
günde herkes insanın dostudur. Fakat darlığa düşünce çevrende
dost kalır ne ahbap herkes bizi terk eder.
Düşman
çatlatmak:
Başarıları ile
onu istemeyenleri kıskandırmak.
Düşmana
silah gerek, ya da düşmandan ırak gerek. Kişi
ya düşmanları ile mücadele edecek silaha sahip olmalı ya da
düşmandan uzak olmalı yoksa başına geleceklere katlanmak zorunda
kalır.
Düşmanı
anamda doğurur, kazanacaksan dost kazan. İnsanın
düşman kazanması çok kolaydır. Önemli olan, zor olan dost
kazanmaktır. Biz dost kazanmaya çalışalım.
Düşmanın
karınca ise sen onu fil zannet. İnsan
düşmanını küçümsememeli ne kadar zayıf olursa olsun düşmanını
güçlü bilerek onan karşı tedbirini almalı.
Düşmez
kalkmaz bir Allah’tır. İnsanoğlu iyi
günüde kötü günüde olur varlıklı günüde dar günüde olur.
Dara düşmez bir Allah’tır.
Düşüne
düşüne görmeli işi, sonra pişman olmamalı kişi. İnsan
bir işi yaparken hata yapmamak için iyi düşünmeli ki sonuçları
ortaya çıkınca yaptığına pişman olmasın.
Düşünmeden
helâya oturan, çömeldiği yerden taş toplar. İnsan
hiç bir hesap yapmadan bir işi yapmaya kalkıştığında, neyle
karşılaşırsa onu kabullenmek zorunda kalır.
Düztaban: Zor durum
karşısında kaçmak
Sayfa sayfa atasözleri ve deyimlerle açıklamaları
A harfi ile başlayan atasözleri ve deyimler
B harfi ile başlayan atasözleri
C harfi ile başlayan atasözleri
D harfi ile başlayan atasözleri
E harfi ile başlayan atasözleri
F harfi ile başlayan atasözleri
G harfi ile başlayan atasözleri
H harfi ile başlayan atasözleri
I İ harfi ile başlayan atasözleri
K harfi ile başlayan atasözleri
L harfi ile başlayan atasözleri
M harfi ile başlayan atasözleri
N harfi ile başlayan atasözleri
O harfi ile başlayan atasözleri
Ö harfi ile başlayan atasözleri
P harfi ile başlayan atasözleri
R harfi ile başlayan atasözleri ve deyimler
B harfi ile başlayan atasözleri
C harfi ile başlayan atasözleri
D harfi ile başlayan atasözleri
E harfi ile başlayan atasözleri
F harfi ile başlayan atasözleri
G harfi ile başlayan atasözleri
H harfi ile başlayan atasözleri
I İ harfi ile başlayan atasözleri
K harfi ile başlayan atasözleri
L harfi ile başlayan atasözleri
M harfi ile başlayan atasözleri
N harfi ile başlayan atasözleri
O harfi ile başlayan atasözleri
Ö harfi ile başlayan atasözleri
P harfi ile başlayan atasözleri
R harfi ile başlayan atasözleri ve deyimler
Yorumlar
Yorum Gönder