Z Harfi ile başlayan atasözleri ve deyimler ile açıklamaları

Zahirenin ambarı sabanın ucundadır. İnsan tarlasından iyi verim almak istiyorsa zamanında ve gerektiği şekilde sabanını sürmeli. Ancak o zaman ürünü alır. Ambarını doldurur.
Zahmetsiz lokma yenmez. İnsan helalinden kazanmak istiyorsa çalışmalı çalışmadan yorulmadan emek vermeden kazanmak zordur.
Zahmetsiz rahmet olmaz. İnsan çalışmadan yorulmadan zahmet çekmeden başarıya refaha mutluluğa ulaşamaz.
Zamanında gelmeyen on para beş para etmez. Her şey zamanında gerekli zamanı geçtikten sonra hiçbir değeri yoktur.
Zamanın değerini yapacak işi olan bilir. İnsanın değerli varlığı zamandır. Onun değerini anlayabilmek için onu nasıl değerlendireceğini bilmek ve ona göre çalışmak gerekir. İnsanın yapacak güzel ve başarılı bir işi varsa onu zamanında yapmak için gayret eder. Yapacak işi olmayan ise zamanını boşa harcar.
Zaman sana uymazsa sen zamana uy. Çevrendeki insanlar yaşayışlarıyla davranışlarıyla giyimleriyle sana uymuyorsa sen onlara uymaya çalış.
Zamane çocuk: Günün getirdiği şartlara kendini ayarlamış ne yapması gerektiğini bilen ve ona göre çözüm bulan işin içinden nasıl çıkılacağını bilen çocuk.
Zar zor: İstemeyerek, Güçlükle
Zararın neresinden dönülse kardır. Yaptığı işte zarar eden insan en kısa yoldan bu işten kurtulmaya bakmalı kar etmese bile zararı azaltır. Zarar ne kadar az olursa o kadar kar sayılır.
Zayıf atın kıblesi belli olmaz. Karasız insanların ne yapacağı belli olmaz ayı görür aya güneşi görür güneşe döner. Onun için bu tür insanların sözüne güvenmemeli.
Zehir zemberek: Çok acı Katlanılamayacak türde
Zehirden şifa kahpeden vefa olmaz. Zehirden insana fayda olmaz insanı öldürür aynı şekilde kahpeden de insana fayda gelmez insanı arkadan vurur.
Zemheride sür de çalı ile sür. Eğer toprağından bol verim bol ürün, bol mahsul almak istiyorsan mutlaka kendini ayarlayıp zemheri ayında sürmelisin.
Zemheride yoğurt isteyen cebinde bir inek taşır. Kişi zor işler peşinde koşuyorsa onları gerçekleştirecek şartları yerine getirmek zorundadır.
Zemin hazırlamak: İşin yapılması için gerekli ortamı yapmak
Zanaatına hor bakan aç kalır. Mesleğini küçümseyen onu hor gören bir iş yapamaz aç kalır. İşini sevemeyeni doğru dürüst yapmayanı insanlarda sevip o kişiye iş veremez.
Zengin arabasını dağdan aşırır, züğürt düz ovada yolunu şaşırır. İnsan zengin olunca ona zorluk yoktur. Her işi rahatlıkla başarır engelleri aşar, yok eğer insan fakirse iş çok zordur. Kolay işler bile bin bir zorlukla hallolur. Kapılar yüzüne kapanır, neyi nasıl yapacağını bilemez.
Zengin giyerse "sağlıcakla" fakir giyerse "nereden buldu ki" derler. Zengin istediğini dilediğini giyer gayet normal ve anlayışla hatta hoşgörü ile karşılanır. Eğer fakir giymişse yadırganır veya yakıştırılamaz.
Zenginin gönlü oluncaya kadar fakirin canı çıkarmış. Belli seviyeye ulaşmış insanların istediğini yapmak zordur. Kolay kolay beğenmezler beğendiklerini yapıncaya kadar insana çile çektirirler insanı yorar bezdirirler.
Zengin kesesini züğürt dizini döver. Bir işin yapılmasında zengin olanın parası vardır ve parasının gücüyle öğünür parayla işini halleder, fakirse parası olmadığı için işini yapamaz üzüntüsünü dizini döver ahlanır vahlanır,  üzülür ama elden gelmeyince dizlerini dövmekten öteye elden ne gelir.
Zenginin evinde fındık tıkırtısı, fakirin evinde borç lakırdısı. Zenginin evinde bolluk tan dolayı keyif vardır zevk vardır bol bol yeme içme eğlence vardır. Fakirin evinde de tam aksi yokluktan dolayı borç ve ihtiyaçların tartışması kavgası sıkıntısı vardır.
Zenginin horozu bile yumurtlar. İnsan zengin olunca yapılamayacak işi olmaz. Zengin için olamayacak iş yoktur. Onun her şeyi değerli olur. Her şeyi para eder.
Zenginin malı fakirin çenesini yorar. Fakir oturur zenginin malını gereksiz yere tartışır bu tartışmanın onlara bir faydası yoktur. Sadece boş yere çenelerini yorarlar.
Zenginin basması ipekli görünür. İnsan zenginse onun her şeyi başkalarının gözüne kıymetli görünür.
Zeytin ekmek hazır yemek. Zahmet çekmeden hazırlanan yemekler her zaman için tercih edilir.
Zerre kadar: Yok denecek kadar az
Zeval vermek: Zarar vermek
Zevkine varmak: Tadına varmak
Zevkini okşamak: Hoşuna gitmek
Zılgıt yemek: Azarlamak
Zırva tevil götürmez. Saçma sapan bir söz ne kadar faydalı şekilde yorumlanırsa yorumlansın sonucu değiştirmez.
Zınk diye durmak: Aniden durmak
Ziyan olan koyunun kuyruğu yağlı olur. İnsan elindeki değersiz şeyi kaybedince onu çok değerli imiş gibi görüp ahlanır vahlanır.
Ziyaretin kısası makbuldür. İnsan gittiği yerde iyi ağırlanmak istiyorsa ziyaretini kısa tutmalı ki her zaman sevilip sayılsın karşısındakilerde bıkkınlık vermesin.
Zokayı yutmak: Aldatılıp büyük zarara uğratılmak
Zor bela: Güçlükle
Zor kazanan ter döker. Kişi bin bir zahmetle çalışıp kazanınca onun kıymetini bilir harcamasını da bunu düşünerek yapar.
Zor oyunu bozar. İnsan zorda kalınca her yola başvurur. Planları bozulur. İşin yapılmasında kurallar değil de kişiler kendi güçlerini kullanıyorsa artık o işte kurallı olmak beklenemez.
Zora beylerin borcu Var. Yaptığı işte zor kullanmayı alışkanlık haline getirenlerin istediklerini çok güçlü insanlar bile yerine getirir.
Zora dağlar dayanmaz. Yaptığı işte zor kullanan kişilere çok güçlü bile olsa insanlar dayanamaz sonunda boyun eğer.
Zorla güzellik olmaz. Zorla insana bir işi yaptıramazsınız. Eğer bir işi yaptırmak istiyorsanız önce onu insanlara sevdirmelisiniz. Bazı şeyler Allah vergisidir çalışmakla, zorlamakla olmaz.
Zula etmek: Çalmak, yürütmek, aşırmak
Zurnada peşrev olmaz, ne çıkarsa bahtına. Kişi yapacağı işe hiçbir planlama yapmadan başlarsa sonunun nereye varacağını kestirmek zordur. Artık bahtına razı olacak.
Zurnanın son deliği: İşte sorumlu olan en son kişi
Zurnanın zırt dediği yer: İşin en kırılgan noktası, İşin bozulduğu, düzenin bozulduğu yer.
Züğürt olup düşünmektense uyuz olup kaşınmak yeğdir. Uyuz olmak insanı çok rahatsız eder fakat züğürt olup boş boş oturmaktan daha iyidir en azından vücut hareket etmiş olur.
Züğürt ağa: Beş parasız, meteliksiz
Züğürt tesellisi: Çok basit bir çıkarla teselli bulmak
Züğürtlük zadeliği bozar. Parasız hiçbir şey olmaz. Para olmayınca toplumda saygınlığında bozulur.
Zülfü yâre dokunmak: Karşısındakileri kızdıracak şekilde konuşmak


Sayfa sayfa atasözleri ve deyimlerle açıklamaları


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Öğretmen şiirleri

HEM 1. Kademe okuma – yazma kursu zümre öğretmenler kurulu

Özel Eğitim Uygulama Okulları (III. Kademe) İş ve Beceri Uygulamaları dersine ait taslak öğretim programları