O Harfi ile başlayan atasözleri deyimler ve açıklamaları

Ocağı batmak: Mahvolmak, büyük zarara uğramak
Ocağı sönmek: Soyu tükenmek, evinde canlı kalmamak
Ocağına düşmek: Birine korunmak için sığınmak, yardım istemek
Ocağına incir dikmek: Birinin evini parkını dağıtmak
Oduncunun gözü  omçada,(dilencinin gözü çömçede).Herkes ihtiyaç duyduğu şeyi elde etmeye gayret eder. bir yolunu bulmaya çalışır. Âmâ değerli ama değersiz.
Oflayıp  puflamak: Sıkıntıda olduğunu çok sıkıldığını göstermek
Oğlan atadan öğrenir sofra açmayı, kız anadan öğrenir biçki biçmeyi. Nasıl ki kız evlat biçip dikmeyi anadan öğrenirse erkek evlat ta sofra açmayı ikramda bulunmayı cömert olmayı atadan öğrenir.
Oğlandır oktur, altın direktir, her eve bir oğlan gerektir. Erkek çocuk evin temelidir. Her işe gider sıkıntısı olmaz. Eğer bir babanın oğlu varsa soyunu devam ettirir. Soyun devam etmesi için erkek evlat her eve gerektir.
Oğullu baba ölmez. Oğlu olan baba Kendisi ölünce oğlu sayesinde soyunu devam ettirir.
Oh demek: Rahatlamak
O kapı senin bu kapı benim: Bir iş için kapı kapı dolaşmak, avare avare gezmek boş boş gezmek
Ok yaydan çıkmak: Yapılan işte artık geriye dönüş olmamak
Okkalı kahve: Bol kahveli, büyük fincana konulmuş kahve
Okumak insanın cehaletini alır eşekliği baki kalır. İnsan okul okumakla huyunu değiştirmez sadece cahilliğini bırakır bilgisini artırmış olur. Huyu inadı karakteri aynı kalır. Okumakla değişmez.
Olacakla öleceğe çare olmaz. Her şeye çare bulunurda iki şeyin çaresi yoktur biri ölüm birde olacak bir şey olacaksa olacağına varır, ölüm gelince de çaresi yoktur.
Olan dört bağlar, olmayan dert bağlar. Malı mülkü olan keyfine ve ihtiyacına göre giyinir kuşanır. Fakir ise yokluğu yüzünden bir şey bulup giyinemez.
Oldum bittim: Eskiden beri başından beri
Olmaz olmaz deme, olmaz olmaz. Olmaz diye bir şey yoktur. Mutlaka her işin bir çaresi vardır.
Olsayı bulsaya vermişler hiç doğmuş. Gerçekten bir işi istiyorsak veya gerçekten bir şeye sahip olmak istiyorsak olsa bul sayı bırakıp ona ulaşmak için çalışacağız.
On para on aslanın ağzında. Para kazanmak her devirde zordur ama şimdi daha da zor hale geldi. Öyle ki on parayı kazanmak için on aslanın kapısını çalmak bin bir zorluğa katlanmak zorundasın.
On paraya on takla atmak: Küçük bir çıkar uğruna her şeyi yapmak, çok sevinmek
On parmağında on marifet: Çok becerikli her işi becerebilen
Onu benim külahıma anlat: Söylediğin söz inandırıcı değil sana inanmıyorum
Onmadık hacıyı deve üstünde yılan sokar. Bir insanın dileği gerçekleşmeyecekse onun başına hiç olmayacak, hiç tahmin edilmeyecek işler gelir.
Orman yağmurun yularıdır. Orman hem yağmurun yağmasına vesile olur hemde yağmurla olabilecek sellere en büyük engeldir.
Oralı olmamak: Önemsememek, ciddiye almayıp ilgilenmemek, ilgi duymamak
Ortalık ağarmak: Gecenin bitmesi günün ağarması
Ortalık karışmak:  Kargaşa çıkarmak
Ortaya çıkmak: Aniden görünmek
Ortaya dökmek: Gizli ne varsa açıklamak
Ortaya koymak: Herkesin görebileceği yere koymak
Ortak gemisi yürümüş, elti gemisi yürümemiş. Bir erkeğin kuma olan iki karısının birbiriyle anlaşıp işlerini yürütmesi eltilerin birbirleri ile anlaşmalarından zordur hatta imkânsızdır.
Osmanlı, tavşanı araba ile avlar. Osmanlıda devlet düzeni bozulunca yapılan ayaklanmaları veya kanunsuz işleri düzeltmekle görevli kişiler rahatlarını bozmadan işleri halletmeye kalkışır.
Osmanlı kurnazdır karşısındakinin oyununu daha kurnaz bir oyun ile alt eder.
Osmanlı'nın ayağı üzengide gerek. Gerek düşman saldırıları gerekse ayaklanmalar yüzünden Osmanlı her zaman at üstünde ve savaşa hazır olmak zorundadır.
Ot kökü üstünde biter. Çocuk ailesinin verdiği eğitime aile yapısına ailenin eğitimine göre yetişir.
O tarakta bezi olmamak: O konularla ilişiği olmamak
Ot taş altında kalmaz. Bir şey olacaksa ona hiçbir engel hiç kimse mani olamaz o olacağına varır.
Otu çek kökü üstüne bak. Kişinin kimliğini huyunu aslını öğrenmek için onun soyunu sopunu iyice araştırmak gerekir.
Oturan aslandan gezen tilki yeğdir. İnsan tembel tembel oturmakla bir yere varamaz oturmaktansa kalkıp dolaşmalı çalışmalı rızkını aramalı.
Otuz iki dişten çıkan otuz iki mahalleye yayılır. Bir ağızdan çıkan bir laf ağızdan ağza her tarafa yayılır.
Oy birliği: Yapılan iş ile ilgili Herkesin oyunu almak
Oynaşına inanan avrat, ersiz kalır. Önemli işlerini ayakçılarına yaptıracağına inanalar işinden de dostundan da olur.
Oynayamayan gelin yerim dardır der. Kişi bir işi yapmayı bilmezse veya beceremezse ona başka mazeretler uydurur.
Oyunbozan: Yapılan işte düzen bozucu, uyumsuz
Oyun çıkarmak: Çok iyi bir oyun oynamak
Oyun etmek: Karşısındakini aldatmak
Oyuna gelmek: Karşısındaki tarafından aldatılmak

Sayfa sayfa atasözleri ve deyimlerle açıklamaları

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Öğretmen şiirleri

HEM 1. Kademe okuma – yazma kursu zümre öğretmenler kurulu

Özel Eğitim Uygulama Okulları (III. Kademe) İş ve Beceri Uygulamaları dersine ait taslak öğretim programları