B Harfi ile başlayan atasözleri ve deyimler

Baba Adam: Yaşlanmış sevecen hoş görülü iyi niyetli büyük.
Baba koruk yer, oğlunun dişi kamaşır. Babanın yaptığı yanlış bir işin cezasını oğlu çeker.
Baba mirası yanan mum gibidir. İnsan çalışmaz ve babasından kalan mirasa güvenirse unutmamalı ki o miras bir mum gibidir. Günden güne erir ve bir gün gelir biter.
Baba oğluna bir bağışlamış oğul babaya bir salkım üzüm vermemiş. Baba çalışır didinir oğluna bırakır her şeyi oğlu için feda eder. Oğulsa babaya en küçük bir isteği dahi çok görür. Bir faydası olmaz.
Baba vergisi görümlük koca vergisi doyumluk. Babanın kızına sadece evleninceye kadar harcar, verir. Ama koca olacak kişi onun ömür boyu giderini yüklenmek zorundadır.
Babadan mal kalır kemal kalmaz. İnsana babasından mal mülk dünya malı kalır ama baba ne kadar talihli olursa olsun insana talih şans kalmaz
Babamın adı Hıdır, elinden gelen budur. Kişi ne kadar zorlarsa zorlasın yapabileceğinden öteye gidemez. Elinden ne gelirse ancak onu yapar.
Babanın sanatı oğluna mirastır. Babadan oğula kalacak en büyük miras ne para ne mal mülktür babadan oğluna kalacak en büyük miras sanatıdır.
Babasının akçası, anasının bohçası. Kız gelin gittiği yerde babasından kalan mülk anasından gelen eşya ile öğünür.
Babasının hayrına: Hiçbir karşılık beklemeden tamamen Allah rızası için sevap kazanmak için.
Baca eğri de olsa dumanı doğru çıkar. İnsan dürüst olduktan sonra bulunduğu ortam ne olursa olsun dürüstlüğünde bir şey kaybetmez. Her şartta dürüstlüğünü devam ettirir.
Bacak Germek: İşin olmaması için uğraşmak inat etmek, engellemeye çalışmak.
Bağ çapa ister, tarla sapan. Bağın verimli olması yok olup gitmemesi için çapalanması gerekir, tarlanın ise verimli olması için zamanı geldiğinde sapanla sürülmesi gerekir.
Bağa bak üzüm olsun yemeye gözün olsun. Kişi bağından verim almak istiyorsa gereken bakımı yapmalıdır. Eğer bakım yapmazsa alacak verimde olmaz. Bir şey beklemeye hakkı yoktur.
Bağış atın dişine bakılmaz: Bedavadan gelen mal mülk için kusur aranmaz, neyse kabul edilir.
Bağrından çıkmak: İçinden çıkmak. Aslını temsil etmek.
Bahtı Kara: Talihsiz olmak, Yaptığı her işte başarısız olmuş, hayal kırıklığına uğramış kişi
Bak zamana zamana, karga vurdu şahana, eşekler arpadan bıktı, küheylan hasret samana. Öyle bir zamandayız ki kimilerinin karnı doymuş şişmişken kimileri de karnını doyurmaya hasret kalmış açlık içinde geziyor.
Bakarsan bağ bakmazsan dağ olur. İnsan toprağı ile bağı ile ilgilenir çalışır hizmetini yaparsa ondan verim alır, ürün alır. Eğer ilgilenmez çalışmaz hizmet etmezse üründe alamaz bağda ormana döner. Bağ olmaktan çıkar.
Bakmakla öğrenilseydi köpek kasap olurdu. İnsan bir işi öğrenmek istiyorsa mutlaka onu yapmalı anlatılanı uygulamalı yoksa bakarak öğrenmek olsaydı köpekler et yemek için kurbanların başında sonuna kadar beklemekten öteye gidemedi.
Bal demekle ağız tatlanmaz. Güzel şeyler konuşmakla güzel şeyler gerçekleşmez. Ancak çalışarak emek vererek gerçekleşir.
Bal ile kaymak yenir ama her keseye göre değil. İnsan güzel şeyler giymeyi yemeyi gezmeyi ister ama bunları yapabilmek için bol kazanca ihtiyaç vardır. Kazancı olmayan bunları yapamaz.
Bal olan yerde sinekte olur. Eğer bir yerde iyi hoş tatlı şey varsa menfaat varsa mutlaka oradan faydalanmak isteyen menfaatperestler çıkarcılar da olacaktır.
Bal tutan parmağını yalar. Bol kazançlı bir işe aracıda olsa ilgilenen insan mutlaka ondan bir şekilde faydalanır.
Bal yiyen kepçesini yanında taşır. İnsan bir şeye sahip olmak istiyorsa onu elde etmek için gereken malzemeyi bulundurmak zorundadır.
Balcının bal tası var, oduncunun baltası. Herkes yaptığı işe göre alet araç gereç taşır.
Balcıya pekmez satılmaz. İnsanın elinde olan şeyi tekrar ona satmanın ve ya aldırmaya kalkmanın bir anlamı yok.
Balçığı duvara vur, tutarsa da hoş, tutmazsa da hoş. Kişi insan olarak başkalarına yardım yapmak amacıyla üzerine düşeni iyi niyetle samimi olarak yapmalı ama olur ama olmaz her ikisi de güzeldir.
Baldırı çıplak: Yoksul fakir. Hiç bir şeyi olmayan zavallı.
Balı dibinden yağı yüzünden. Nasıl ki balın dibi yağın yüzü daha güzelse öyle insanlar vardır ki değerleri gün geç tikçe artar bazıları da gün geç tikçe üste çıkar.
Balı olan bal yemez. İnsan elinde olan bir şeyi alıp ne yapsın. Bir tane varsa ikincisi gereksizdir.
Balı olandan pekmez esirgenmez. Eğer bir yerden bizim menfaatimize bir şeyler gelecekse oradan bazı şeyleri esirgememeliyiz. Her şey karşılıklıdır.
Balık kavağa çıkmaz: Olmayacak iş, olması imkânsız düşünce.
Balı parmağı uzun olan değil, kısmeti olan yer. İnsan bir şeyi çok isteyebilir ama ona ulaşmak isteyenin değil kısmeti olanın işidir.
Balık ağa girince gözü açılırmış. İnsan tuzağa düşünce kurtulmak için bin bir çare düşünür ama iş işten geçmiştir. Dövünmenin bir faydası yoktur.
Balık baştan kokar. Eğer bir işin başında olanlar bozuk olursa artık o işten hayır gelmez. Orada her şey bozulmuş demektir.
Balta değmedik ağaç olmaz. Bir toplumda eğer iş varsa sorun varsa oradaki herkes birçok sorunla karşılaşır.
Baltayı taşa vurmak: Farkına varmadan karşısındakini kıracak ona dokunacak şekilde konuşmak.
Bam teline basmak: Kişinin çok duyarlı olduğu konuya değinmek.
Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim. İnsanı en iyi en kolay tanımanın yolu onun arkadaşının kim olduğunu bilmekten geçer herkes kendi karakterine göre arkadaş seçer.
Bana benden olur her ne olursa, başım rahat olur dilim durursa. İnsan diline hâkim olmalı bilip bilmediği konularda konuşmamalı. İnsanın başına ne gelirse kendinden kendi dilinden gelir.
Bana dokunmayan yılan bin yaşasın. Bana zararı dokunmayan kim olursa olsun, beni ilgilendirmez.
Barut Fıçısı: Çok sinirli olma hali.
Basireti bağlanmak: Çok iyi bilmesine rağmen bir türlü yapamamak söyleyememek.
Baskıdaki altından, askıdaki salkım yeğdir. Kullanılmayan mal ne kadar değerli olursa olsun bizim için bir önemi yoktur önemli Olan bir malın değersizde olsa iyi yolda kullanılıp bize bir şeyler kazandırmasıdır.
Baskın basanındır. Hasmının boş zamanını bulup bastıran her zaman daha avantajlıdır, mutlaka kazanır.
Baskısız tahtayı yel alır yel almazsa sel alır. Kontrol ve denetim altında tutulamayan çocukları mutlaka birileri kendi kontrollerine alır ama iyi ama kötü.
Baş ağır gerek kulakta sağır. İnsan bir topluluğa girdiği vakit az konuşmalı ve her söyleneni duymamalı
Baş dille tartılır. Kişinin kalitesi saygınlığı toplumdaki konuşmaları ile ölçülür, değerlendirilir.
Baş kesenin başı olmaz. Başkalarına zarar verenler insanlar gün gelir kendileri de yaptıklarının karşılığını görüler
Baş nereye giderse ayakta oraya gider. Ailede veya toplumda büyükler önderler ne yaparlarsa nasıl hareket ederlere arkadan gelenlerde aynı yolu. İzler.
Baş sağ olursa börk çok bulunur. Önemli olan kişinin sağlığıdır. Sağlık olduktan sonra nasıl olsa bir iş bulunur.
Baş yarılır börk içinde, kol kırılır yen içinde. Aile içindeki huzursuzluklar anlaşmazlıklar aile içerisinde kalmalı dışarıya bildirilmemeli ve aile içinde çözümlenmelidir.
Başa gelmeyince bilinmez. İnsan başına gelmedikçe iyilik veya kötülüğün ne olduğunu bilmez. Ancak başına gelecek ki karşılaştığı dertleri anlasın bilsin
Başak büyüdükçe boynun eğer. İnsan yaşlandıkça çevresine karşı daha olgun daha anlayışlı olur. Daha itaatkâr olur.
Başı ile giden gelmez, ayağı ile giden gelir. İnsan bir yere gitmeyi kafasına koyduğu vakit artık geri dönüşü yoktur. Bir daha geri gelmez. İnsan ölünce dönüşü yoktur ama gurbete de gitse uzaklara da gitse sonunda döner gelir.
Başın sağlığı dünya varlığı. En büyük varlık, en büyük enginlik insanın sağlığıdır. Eğer sağlığımız yerinde ise her şey kolay hallolur.
Başına buyruk: Kimseden emir almadan kendi bildiğini yapmak.
Başına çorap örmek: Karşısındakinin haberi olmadan başına birçok iş açmak.
Başını acemi berbere teslim eden cebinden pamuğunu eksik etmez. Kişi yaptırmak istediği işi acemiye ustaya yaptırmaya kalkarsa başına gelecekleri düşünüp ona göre hazırlık yapmalı
Başını yumuşak yastığa, karnını pahalı yemeğe alıştırma, ilerde bulamazsın. İnsan her şeyi dört dörtlük keyfine göre bulup yaşamayı kendine alışkanlık etmemeli gün olur bu rahatlığı veya imkânları bulamaz. O zamanda çok zorlanır.
Başını bağlamak: Evlendirmek, nişanlamak, sorumluluk altına sokmak.
Başkasına kötülük eden, kendisine kötülük etmiş olur. Kişi kim olursa olsun mutlaka yaptığının karşılığını görür iyilik yaparsa karşılığında iyilik görür kötülük yaparsa kötülük görür. İnsan her zaman iyilik yapmalı ve iyi niyetli olmalı ki aynı şeyi kendi de görebilsin.
Battı balık yan gider. Eğer toplumu yönetenler bozulmuşsa artık her şey bozulmuştur.
Baz bazla, kaz kazla, kel tavuk topal horozla. Kişi kim olursa olsun kendi dengiyle anlaşır kendi dengiyle değerlendirilir.
Bedava sirke baldan tatlıdır. Bedava kolay yoldan kazanılan mal mülk para ne olursa olsun güzel çirkin iyi kötü fark etmez, insanlar için çok değerlidir.
Bekârın parasını it yer yakasını bit. Bekâr insan bekârlık süresince nerde akşam orada sabah tasarruf bilmez hesap bilmez kitap bilmez, olur olamaz yerlere para harcarken aynı zamanda üstü başı pislik içinde yaşar.
Bekârlık sultanlıktır. Sorumluluk yüklenmeyi sevmeyen kişiler kendilerine sorumluluk yükler diye bekârlığı evliliğe tercih ederler. Onlara göre bekârlık daha rahat bir yaşamdır.
Beklemekten ağaç olmak. Çok uzun süre beklemiş olmak. Beklemekten usanmış olmak çok uzun süre beklediğini ifade etmek
Bela senden uzak durmazsa sen beladan uzak dur. Eğer karşındaki laftan anlamıyor hala seni rahatsız ediyorsa sen rahatsız olmamak için ondan uzak durmaya gayret et.
Bela aramak: Çevresindekileri rahatsız etmek. Onları kavgaya zorlamak.
Beleş atın dişine bakılmaz. Hiç emek vermeden kazanılan malın iyi veya kötülüğüne bakılmaz.
Ben ağa sen ağa bu ineği kim sağa. Yapılması gereken bir iş için herkes kendini bir tarafa çeker birbirine bırakırsa iş ortada kalır, yapılmaz.
Ben derim bayram haftası o anlar mangal tahtası. Ben ne diyorsam o söylediğimle hiç alakası olmayacak şeyler düşünüyor.
Benim olsun kırk yıllık borcum olsun. İnsan bir şeyi çok istiyorsa ona sahip olmak için birçok zorluğu birçok riski göze almaya razı olur.
Berbere sormuşlar, tıraşım ak mı kara mı? Önüne düşünce görürsün demiş. İnsan yaptığı işin doğrumu yanlış mı olduğunu sonuçları ortaya çıkınca görür.
Berberin solumazı, tellağın terlemezi, kahvecinin söylemezi. Her işin erbabı aranır. Berberin yüze karşı üfleyip kokan nefesi ile sizi rahatsız etmeyeni , tellağın terlemeyeni çünkü teri kese yaparken üzerinize tamlar rahatsız olursunuz, kahvecinin dedikodu yapmayanı müşteri için iyidir.
Besle kargayı oysun gözünü. İyilik nedir bilmeyen birini besleyip büyütürsün sonrada sana en büyük kötülüğü yapar.
Beslemeyi eslemeden alma. Her hangi bir iş için yanına alacağın kişiyi araştırıp sormadan tanımadan alma. Sor soruştur öğren öyle yanına al ki daha sonra pişman olmayasın.
Beş kuruşun varsa beş yere düğümle. İnsan birikimlerini tasarruflarını sağlam yerde saklamalı sonra pişmanlık fayda etmez.
Beş parmağın beşi bir değildir. Birbirlerine ne kadar yakın olursa olsun her insanın ayrı bir huyu vardır, kardeş bile olsa aynı huyu aynı davranışları göstermezler.
Beş parmağın hangisini kessen acımaz. İnsanın ailesi bir elin parmakları gibidir. Nasıl parmağın hangisini kesersen kes acırsa ailede herhangi bir kişiye gelecek kötülük aynı şekilde acı verir.
Beton Kafalı: Kafası çalışmayan, geri zekâlı. Çok zor öğrenen.
Beyaz saçaklın değil yaşın işaretidir. İnsan artık saçına sakalına beyazlık düştüyse yaşlandığını anlamalı ve ona göre çalışmalarını hayat düzenini ayarlamalı.
Beylik fırın has çıkarır. Bir kişinin yaptığı işi devlet yaparsa onu daha mükemmel yapar. Devletten gelirini temin eden kişi kendini sağlama bağlamıştır.
Bez alırsan Musul’dan, kız alırsan asilden. Bezin iyisini alacaksan onun en iyilerinin bulunduğu Musul’dan gelenlerini aynı şekilce kız alacaksan onun en asil en soylusunu alacaksın ki sonra pişman olmayasın.
Bıçağı kestiren kendi suyu, insanı sevdiren kendi huyu. Her şeyi kendi üstün özellikleri değerli yapar. Bıçağı değerli yapan çeliğin kalitesidir. İnsanı değerli yapan da huyunun güzelliğidir. Huyu güzel olunca onu herkes sever.
Bıçak sapını kesmez. Kişi kendinden olana zarar vermez.
Bıçak yarası geçer dil yarası geçmez. İnsanın kesici bir aletle aldığı yara bir süre sonra iyileşir geçer. Ama söylenen kırıcı kötü bir söz kolay kolay unutulmaz.
Bildiğini okumak. Sen ne söylersen söyle ne anlatırsan anlat o yine de bildiğini yapar bildiğini okur, bildiğini söyler.
Bilgiden üstün kazanç olmaz, çünkü kimse çalamaz. İnsanın en büyük sermayesi bilgisidir. Çünkü bilgi kafamızın içindedir. Onu kimse alamaz ve her gittiğimiz yere yanımızda götürürüz.
Bin bilsen de bir bilene danış. İnsan ne kadar akıllı ne kadar bilgili olursa olsun yine de anlamadığı bilmediği konularda bilgi sahibi olanlara tanışıp onlardan bilgi almalı.
Bin dost az, bir düşman çok. İnsanın dostu ne kadar fazla olursa olsun yine de azdır, yeter ki dostumuz olsun, ama bir düşman bile olsa insanı rahatsız etmek için yeter de artar bile.
Binde bir gelinen yere gül döşerler, her gün gelinen yere kül döşerler. Kişi bir yere çok seyrek giderse orada güler yüzle itinayla karşılanır. Eğer sık sık giderse artık oradaki insanlara bıkkınlık verir. Haliyle de hoş karşılanmaz.
Bir adama kırk gün deli dersen deli olur. Bir insana sürekli aynı şeyi söylersen onun bilinçaltına yerleşip artık davranışlarını yönlendirir. Herkes onu deli diye görmeye başlar.
Bir ağaçta gül de biter, diken de... Bir ailede iyilerde olur kötülerde veya bir toplulukta iyi insanlarda olur kötü insanlarda bunu bilerek hareket etmeliyiz.
Bir ağaç dikmek yedi evlattan hayırlıdır. Ağaç meyvesiyle gölgesiyle erozyonu önlemesiyle her yönüyle önemlidir. İnsan bir ağaç dikince bunların hepsini insanlar için yapmış olur. Kişinin evladının ise ne olacağı hayırlımı hayırsız mı olacağı bilinmez ama ağaç öyle değil her zaman insanlara faydalıdır.
Bir avuç altının olacağına bir avuç toprağın olsun. Altın sadece maddiyat para demektir. İnsanın karnını doyurmaz. Ayrıca harcanır biter ama toprak ömür boyu nesiller boyu işlendikçe ürün verir. İşleyenleri besler.
Bir baba kırk evladı bakmış kırk evlat bir babayı bakamamış. Bir baba kaç çocuğu olursa olsun onları bakar büyütür hiçbir şeyi onlardan esirgemez. Ama kaç evladı olursa olsun o evlatlar büyüyüp para kazanmaya başladıklarında babayı bakamaz onun ihtiyaçlarını gideremez.
Bir baş soğan bir kazanı kokutur. Kötü bir insan yaptığı kötü davranışla sadece kendine değil bulunduğu tüm çevreye kötülük etmiş olur. Tüm çevresinin adını kötüye çıkarmış olur.
Bir çamdan hem direk, hem ahıra kürek olur. Bir aileden hem iyi, faydalı hem de kötü, topluma zararlı insan çıkabilir.
Bir ekmeklik unun varsa erbabına yaptır. Yaptıracağın iş ne olursa olsun ne kadar olursa olsun o işten anlayan gerçekten o işte usta olan insanlara yaptır ki kıymeti olsun iyi değerlendirilsin.
Bir elin nesi var İki elin sesi var. İnsan tek başına bir şey ifade etmez, bir iş başaramayabilir, ama iki kişi aynı iş için bir araya gelir güçlerini birleştirirse çok şey başarırlar.
Bir elle veren iki elle alır. İnsan cömert olmalı başkalarına elindekinden vermeli ki kendisi de ihtiyaç duyduğunda başkalarından alabilsin.
Bir evin saçağı bir eve uymaz. Herkesin adedi kendi kendine hiç birinin adetleri diğerine uymaz.
Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır. Bir dostunuz bir tanıdığınız size küçükte olsa bir iyilik yapmışsa bunu unutmamanız ve o kişinin halini hatırını sormanız gerekir.
Bir içim su: Çok güzel, nefis
Bir işe başlamak, bitirmenin yarısıdır. Önemli olan insanın bir işe başlamasıdır. Başladıktan sonra nasıl olsa arkası gelir. Başlanan iş bitirilir.
Bir koyundan iki post çıkmaz. Bir insandan bir şeyi ancak elinde olan kadar alırsın dolaylı yollardan dahi olsa tekrar aynı şeyi istemek boşuna uğraştır. Çünkü gücü imkânları yetmez.
Bir kötünün kırk mahalleye zararı vardır. Kötü bir insan yaptığı kötü davranışla sadece kendine değil bulunduğu tüm çevreye kötülük etmiş olur. Tüm çevresinin adını kötüye çıkarmış olur.
Bir musibet bin nasihate bedeldir. Bazı insanlar vardır ki onlara on defada söylesen yüz defada söylesen anlamazlar ama başlarına bir bela gelince o anlatılamayan konuyu çok iyi öğrenir ve uygularlar.
Bir sıçrarsın çekirge, iki sıçrarsın çekirge, üçüncüde ele geçersin çekirge. Açıkgöz uyanık diye geçinip insan bir kere çevresindekileri yanıltıp işini görebilir iki kere aldatıp işini görebilir ama eninde sonunda oyunu ortaya çıkar ve yakayı ele verir.
Bir söyle iki işit. İnsan akıl vermekten çok akıl almayı bilmeli. Olur ki karşısındaki insanlar ondan daha doğru şeyler söyler yapacağı hatadan alıkoyarlar.
Bir sürçen atın başı kesilmez. İnsan bir hata yaptı diye cezalandırılmamalı. Veya insan bir hatasından dolayı dışlanmamalı ona bir şans daha vermesini bilmeliyiz.
Bir yemem diyenden kork, bir oturmam diyenden. Oturmam diyen bir konuk bir de bakarsın değil oturmak yatıya kalır. Yine yemem diyen de ne varsa siler süpürür.
Birer birer bin olur. Küçük tasarruflar küçük birikimler bir araya gelerek büyük meblağlara ulaşırlar.
Biri bilmeyen, bini hiç bilmez. Kişi aza kanaat etmezse çoğu hiç bilmez. Önce azı bilmeli veya elinde olanı bilmeli ki daha sonrasını da bilsin.
Biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar. Toplumda insanlar arasında büyük bir uçurum varsa kimi fakir kimi zenginse kimi istediği gibi harcarken biri karnını doyuracak kadar dahi yiyecek bulamazsa işte o zaman bu toplumda her türlü huzursuzluk her tülü karmaşa yaşanır.
Birlikten kuvvet doğar. İnsanlar küçük güçlerini bir araya getirerek ortaya büyük güçler çıkarabilirler.
Bitli baklanın kör alıcısı olur. Kötü bir işe yaramaz malların ürünlerin hiçbir şeyden anlamayan cahil saf alıcıları olur.
Bitmeyen işi yatmak bitirir. İnsan bir işi mutlaka bitireceğim dememeli çalışmalı ama dinlenmesini de bilmeli. Arada bir kendini istirahate çekmeli.
Bitmeyen yere ekilmez. Eğer bir işte kar yoksa kazanç yoksa boşu boşuna o işe yatırım yapmamalı
Bit yeniği: İçinde bir hile olması. Bir aksilik bulunması
Biti kanlanmak: Fakirken zengin olmak.
Bodur tavuk her gün piliç. Boyu küçük olanlar her zaman yaşlarından da küçük görünürler.
Boğaz kırk boğumdur. İnsan bir sözü söyleyeceği vakit boğazdan tane tane düzelterek ve anlamını vereye varacağını iyice anlayarak söylemeli. Sözü ağzından çıkarmalıdır.
Bol bol yiyen bel bel bakarmış. İnsan bol bol harcar tasarruf yapmazsa darda kaldığında yapacak bir şeyi olmaz.
Borca batmak: Çok borçlanmak
Borç gülerek verilir ağlayarak alınır. Borç verirken sorun yoktur. Alanda verende mutludur ama ödeme zamanı gelipte istenince o zaman dostluklar biter gerçeklerle karşılaşılır.Borcu veren için önemli değil ama alan ödeme zamanı gelince ödeyemezse o zamanda bin bir sıkıntı başlar.
Borç verirken ya paranı ya dostunu kaybedersin. İnsan borç verirken her şey yolundadır borçlu zamanında borcunu öderse mesele yok. Fakat gün gelip alacağını borçlu ödeyemeyince ya dostunun dostluğu bozulacak yâda alacaklı alacağından vazgeçecek.
Borç yiğidin kamçısıdır. İnsanın borcu varsa onu ödeyebilmesi için daha fazla çalışıp kazanması gerekir.
Borç yiyen kesesinden yer: Kişi borç yaparken eninde sonunda bunu ödeyeceğini düşünerek yapmalıdır.
Borçlu ölmez bezi sararır. Borç insan öldürmez ama eğer kişi sorumluluk sahibi ise sıkıntıdan benzi solar sararır.
Borçlunun duacısı alacaklıdır. Borçlunun duacısı alacaklıdır. Çünkü alacağını alabilmesi için borç verdiği kişinin sağlıklı olması ve sağ olması gerekir. Yoksa alacağı gider. Alamaz.
Boş boğazı ateşe atmışlar, odun yaş diye bağırmış. Geveze boş boğaz olan ne yaparsan yap o kendine konuşacak bir şey bulur.
Boş çuval ayakta durmaz. Eğer çuvalın içi boşsa dik durmaz. Eğer kişi beceriksizse elinden hiçbir şey gelmiyorsa onun çevresinde bir etkinliği olmaz. Kendini gösteremez.
Boş durma boşa çalış. Boş durmak insanın tembelliğini artırır. Hâlbuki insan boş durmaktansa para kazanmasa da bir şeyler yapması hem becerisini geliştirir hem de vücudunu zinde tutar.
Boş teneke çok ses çıkarır. Boş yere konuşan insanlar bol bol konuşur başka bir şey yapmaz.
Boşa nefes harcamak: Sözden nasihatten anlamayana fuzuli yere anlatmak.
Boynuz kulağı geçer. Bir iş konusunda sonradan yetişenler onları öğretenleri geçer daha çok mesafe alır. Daha başarılı olurlar.
Boynuz kulaktan sonra çıkar ama kulağı geçer. Bir iş konusunda sonradan yetişenler onları öğretenleri geçer daha çok mesafe alır. Daha başarılı olurlar
Boynuz takmak: Karısı tarafından aldatılmak.
Boyuma göre boy buldum huyuma göre huy bulamadım. İnsanlar yapı olarak ta huy olarak ta birbirinden farklıdır. Boy olarak belki birbirinin dengi olabilirler ama huy olarak birbirinin dengi olmanın imkânı yoktur. Herkesin huyu farklıdır.
Bu günkü tavuk yarınki kazdan iyidir. Elimizde gerçek var olan az şey, hayal olan gerçek olmayan çok şeyden daha iyidir.
Bu günün işini yarına bırakma. Her iş zamanında yapılmalı zamanında yapılmayan bir iş daha sonra başımıza dert açabilir. Bizi zarara uğratabilir. İstemediğimiz şeylere neden olabilir
Bu dünyada tek gerçek var anam babam gerisi yalan. Her şey her dostluk gelip geçicidir ama gerçek dost ana babadır onun dostluğu ne menfaat nede başka bir şeyle yıkılır. Ölünceye kadar devam eder öteki dostluklar bir yere kadar devam eder
Buğday Hicaz’a giderken arpaya, “ince yufkaya karışma" demiş. Her şey bir yetki ve yetenek işidir. Kişi neyi yapabilecekse onunla uğraşmalı yapamayacağı beceremeyeceği işe karışmamalı
Buğday verince orak kıymetli olur. Bir şeye ihtiyaç olunca kıymete biner. Değerli olur.
Buğdayım var deme ambara girmeyince. İnsan bir şeyi tam kontrolü altına almadan ona tam sahip olmadan onun varlığı ile övünmemeli veya var diye güvenmemeli.
Buldum bilemedim, bildim bulamadım. Kişi eline fırsat geçince ondan faydalanmayı bilemez. Faydalanmayı örendiği vakitte iş işten geçmiş olur. Artık ona ulaşmaz.
Burnu büyük: Kendini beğenmiş. Kibirli. Kendini başkalarından üstün gören
Burnundan solumak: Çok sinirlenmek.
Buz tutmakOlay karşısında hareketsiz kalmak. Ne yapacağını bilememek.
Bülbül kesilmek: Güzel şeyler konuşmak.
Bülbülü altın kafese koymuşlar ah vatan demiş. İnsan için en güzel yer vatanıdır. Maddi olarak neyi verirseniz verin yine de vatanın yerini tutmaz. Hiç bir şey vatan sevgisini vatan hasretini unutturamaz.
Bülbülün çektiği dili belasıdır. İnsanın başına ne gelirse olur olmaz yerde bilip bilmeden konuşmasından gelir.
Büyük balıklar küçük balıkları yutar. Daima güçlüler zayıfları ezer. Zayıf olanlar kaybetmeye mahkûmdur.
Büyük dağın fırtınası büyük olur. Büyük makamların sorunları da büyük olur. Büyük işlerin sorumlulukları da büyük olur. Problemleri büyük ve fazla olur.
Büyük lokma ye büyük laf söyleme. İnsan ne olursa olsun büyük laf etmemeli böbürlenmemeli sonra söylediğini yapamayabilir. Bu durumda da başkalarına mahcup olabilir.
Büyümüşte küçülmüş: Yaşı küçük olmasına rağmen davranışları ile sözleri ile sanki büyük insan gibi hareket etmek.

Sayfa sayfa atasözleri ve deyimlerle açıklamaları

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Öğretmen şiirleri

HEM 1. Kademe okuma – yazma kursu zümre öğretmenler kurulu

Okullarda bulundurulacak sivil savunma dosya içeriği